Yeşilyurt Belediyesinin Muharrem Ayı dolayısıyla Dilek Mahallesi'nde tertip ettiği "Yas-ı Matem" oruç programında toplumsal huzur, barış ve dayanışma mesajları verildi.
Engüzekliler Cem ve Kültür Evinde düzenlenen programa yoğun bir katılım oldu. Alevi Dedesi Ali Ekber Karaduman tarafından okunan duaların ardından oruçlar açılırken, yapılan konuşmalarda Türkiye'nin üzerinde oynanan oyunlara karşı toplumsal barış, kardeşlik ve dayanışma vurgusu yapıldı. Kardeşlik ve barış rüzgarına en fazla ihtiyaç duydukları dönemde toplum içindeki kenetlemeyi perçinleyecek bu tür organizasyonlara önem veren Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat'a teşekkürlerini sunan Engüzekliler Dernek Başkanı Zeynel Doğan, "Bizi millet yapan ve birlikte yaşamamızı güçlendiren kültür ve inanç arasında kopmaz manevi bağlar oluşmuştur. Oruç açma sofralarının etrafında inşa edilen manevi köprüler, kalplerimize huzur, yüreklerimize sıcaklık ve bakışlarımıza umut verir. İçinde bulunduğumuz kültür hazinesiyle yoğrulmuş bu coğrafyada bir arada barış ve huzur içerisinde birbirinin inancına saygıyı, muhabbeti ve katkı sağlayarak nasıl yaşanacağını bütün cihana öğretmiş bir milletin evlatlarıyız. Bizim kültürümüzde bulunan birbirine saygı ve sevgi her hangi bir yerden aldığımız ödünç değerler değil, kendi köklerimizin ürettiği değerlerdir" şeklinde konuştu.
Muharrem ayının barış ve oruç ayı olduğunu söyleyen Zeynel Abidin Vakfı Malatya Şube Başkanı Erdoğan Ünverdi ise, "Bu ayda insanlar ibadetlerini yaparlar. Bütün peygamberlerin bu ayda oruç tuttuğu, dualarının kabul olduğuna yönelik çeşitli rivayetler vardır. Bu açıdan bizlere de bu ayda oruç tutmak farzdır. Barış her şeyden kıymetlidir. Barışın olduğu yerde huzur, güven ve mutluluk vardır, bu kavramın söz konusu olmadığı yerlerde ise kavga, gözyaşı ve acılar oluşur. Barışın, saygının olmadığı bir coğrafyada yaşıyoruz, insanlar birbirini boğazlıyor. Neden ve niçin bunu yaptıklarını da kimse bilmiyor. Yeşilyurt Belediyesinin geçen hafta Örnekköy'de bugün de Dilek Mahallesi'nde düzenlediği oruç programları ilimizin ve bölgemizin barışına katkı sağlayacaktır" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin huzura ve barışa en fazla ihtiyaç duyduğu bir dönemden geçtiğini ifade eden Hacı Bektaş-ı Veli Kültür Merkezi Genel Başkanı Hasan Meşeli, "Hz.Hüseyin, Yezid'e neden biat etmedi? Çünkü Yezid katil, cani ve zalimdi, Allah'ın kural ve yasaklarını tanımıyor, insanlara zulüm ediyordu. Arap alemi Yezid'in bu zulmüne baş eğmiş, ona biat etmişken ona karşı gelecek bir kahramana, eşsiz bir insana ihtiyaç vardı. İşte o kahramanda Allah'ın garip aslanı, evliyaların şahı, bülbüller emiri Hz. Ali'nin oğlu Hz. Hüseyin'di. Hz. Hüseyin Yezid'e kafa tuttu, onu tanımadı. Kerbela'de onun yere dökülen muazzez ve mübarek kanının bereketiyle İslam dini büyük bir ivme, büyük bir anlam kazandı. Mazlumlar ve masumlar kıyamete kadar zalimlere kafa tutsun" diye Hz. İmam Hüseyin, Yezid gibi katile kafa tutmakla İslam'ın en şerefli bir abidesini oluşturdu. 1377'den yılından beri gerek İslam tarihi gerekse de insanlık alemi Hz. Hüseyin'in bu kıyamını, bu secaatını, takvasını ve hemasetini şükranla anıyor. Günümüz insanı Hz. Hüseyin'e çok şey borçludur. Şu anki hayatımızda, coğrafyamızda ve İslam aleminde de çok sayıda Yezid var. Hz. Hüseyin o günkü duruşuyla birlik ve beraberliğe, kardeşliğe ve barışa işaret etti. Ülkemizde de Alevisiyle, Sunnisiyle, Türküyle Kürdüyle, Lazıyla Çerkeziyle milli birlik ve beraberliğe devletimizin çok büyük ihtiyacı vardır. Bizler Aleviler olarak daima milli birlik ve beraberlikten yanayız" sözlerini kaydetti.
Konuşmasında Cem Evlerinin anlamına yönelik değerlendirmelerde bulunan Cem Vakfı Malatya Şube Başkanı Eşref Doğan, "Şu anda Engüzekliler Cem evinde dört duvar arasında birlik ve beraberlik halindeyiz. Peki, bu dört duvar bize neyi sağladı? Birliği, beraberliği, bir araya gelmemizi sağladı. Öyleyse gelin, bu dört duvardan korkmayalım. İslam'ın her döneminde cem evleri olmuştur. Sadece 12 gün yok 365 gün var gelin Alevisi, Sunnisi, Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi 365 gün birbirimize kapılarımızı, gönüllerimizi açalım ve birbirimizi sevelim. Eğer bunu sağlayamazsak birilerine yem oluruz" şeklinde konuştu.
CHP Malatya İl Başkanı Enver Kiraz, Muharrem ayının aynı zamanda yas ayı olduğunu söyledi. Kiraz, "Kerbela" da öyle zulümler yaşandı ki tutulan yaslar yüzyıllar bu topraklarda yaşanıyor ve günümüze kadar taşındı. Anadolu toprakları, Anadolu erenleri tarafından ekilen sevgi, hoşgörü, barış ve kardeşlik topraklarıdır. Kardeşliğe ve hoşgörüye çok fazla ihtiyaç duyuyoruz, onun için bu tür sofralar aslında farklı kültürlerin, farklı anlayışların birbirini tanıması açısından büyük anlam ifade etmektedir" sözlerini kaydetti.
Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat, Hz. Hüseyin'in yanına aldığı 72 Ehli Beyt ile birlikte Kerbela'da zalime karşı hakkı ve adaleti savunmak için eşsiz bir mücadele verdiğini ifade etti. Polat, "Bir yiğit çıktı, şehadetini ve şehit olacağını bile bile 72 tane Ehl-i Beytini de yanına alarak zulme karşı, zalimlere karşı, haksızlığa karşı hakkı, adaleti, doğruluğu haykırmak için yola çıktı. O yiğit, Kerbela çölünde, Fırat'ın kenarındaki bir noktada içecek suya dahi hasret bırakan zalimlerin karşısına dikildi. Peygamber Efendimizin ciğer paresini, Hz. Ali ve Hz. Fatıma annemizin ciğer paresini, Ehli Beytin devamı olan o güzel insanı, o yiğidi kılıçlarıyla yok etmek istediler. O Rabbine giderken geride "Her gün aşure Her yer Kerbela" sözü kaldı. Bu anlayışı asla terk etmemek lazım. Aşure birlik, beraberlik, farklı renklerin, tatların, zevklerin tek bir noktada birleşmesi demektir. Kerbela ise zulme ve zalime karşı durmak demektir. Bu yol Hz. Hüseyin'in yoludur. Bu barış ortamında bu sofralarda bizlerin bir araya gelmemizi sağlayan Cenab-ı Allah'a binlerce kez şükürler olsun. Rabbim, birliğimizi ve beraberliğimizi daim etsin. Bir olalım, beraber olalım, iri olalım, diri olalım" ifadelerini kullandı.
Yeşilyurt Kaymakamı Nesim Babahanoğlu, toplumsal huzur ve kardeşliğe dikkat çekti. Babahanoğlu, "Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitleri, bütün bir dünyayı manevi ışıklarıyla aydınlattılar. Bizler de onların yolunda gitmekle aydınlanıyoruz. Biz onları anlatırken nefes alıyoruz ve nurlanıyoruz. Biz onların himmetiyle kendimize geliyoruz. Kerbela'da kardeşlik için canlarını verdiler, can almadılar. Hz. Hüseyin Efendimiz hilafet hakkı olmasına rağmen zehirler içti ama asla kardeşkanı akıtmadı, her şeyden vazgeçti anlaşma yaptı "Sultanlık sizin olsun" diyerek kardeşkanı akıtmadı. Kendi kanlarını akıttılar, kendileri mazlum oldular, zulme, susuzluğa ve her türlü işkenceye maruz kalmalarına rağmen yine kendi kanları aktı ama asla Müslüman ve kardeşkanı akıtmadılar. Alevi kardeşlerimizin İslam'a, Kuran-ı Kerim'e ve Ehli Beyt'e olan sevgisi takdire şayandır. Ülkemizdeki birlik, beraberlik ve kardeşliğin, Aleviliğin, Sunniliğin, Türklüğün, Kürtlüğün, Lazın, Çerkezin hep bir olduğumuzu Yunus Emreler, Hacı Bektaşı Veliler ve daha sonra gelen tüm büyüklerimiz sürekli dile getirmişlerdir. Al bayrak altında kardeşçe, birlik ve beraberlik halinde hüznümüzü yaşayıp onların mesajlarını çok iyi anlayarak hayatımızda yer verdiğimiz sürece birliğimiz ve beraberliğimiz güçlenir, onların yolunda gitme şerefine ulaşırız" diye konuştu.
İHA