Yılın ilk fasulyesinin verdiği heyecan ve mutlulukla, komşumuzla birlikte bu özel anı paylaşmak için damda bir öğle yemeği hazırladık.
Sabah erkenden bahçeye inip, taze ve çıtır çıtır fasulyeleri topladık. İlk mahsul her zaman en özelidir; zira uzun bir bekleyişin ardından gelen bu ürün, emeğin ve sabrın karşılığıdır. Fasulyeleri topladıktan sonra hemen mutfağa geçtik ve yemeği hazırlamaya başladık.
Öğle yemeğimiz için fasulyeleri, köy usulü zeytinyağlı olarak pişirdik. Taze domates, soğan ve sarımsakla harmanlanan fasulyeler, yavaş yavaş pişerken etrafa yayılan koku iştahımızı kabarttı. Yemeğin yanında, ev yapımı yoğurt ve taze köy ekmeği de soframızda yerini aldı.
Yemek hazır olunca, komşumuzla birlikte damda, güneşin ve temiz havanın tadını çıkararak öğle yemeğimizi yedik. Damda oturup, yeşillikler içinde hazırladığımız bu öğün, yalnızca bir yemek değil, aynı zamanda dostluk ve paylaşımın en güzel örneği oldu.
Yılın ilk fasulyesinin lezzeti, doğallığı ve tazeliğiyle unutulmazdı. Bu basit ama anlamlı öğle yemeği, köyde hayatın ne kadar güzel ve anlamlı olduğunu bir kez daha hatırlattı. Doğayla iç içe, komşularla birlikte paylaşılan bu anlar, köy yaşamının ruhunu ve güzelliğini en iyi şekilde yansıtıyor.