YÖK’ün aldığı YKS sınavına ilişkin aldığı karara Eğitim-Sen’den tepki geldi.
Eğitim-Sen yaptığı açıkalamda, “YÖK dün yaptığı açıklamayla Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda “SAY, SÖZ, EA ve DİL puan türlerinde sınav puanı hesaplanması için uygulanmakta olan TYT puan türünde 150 puan almış olma şartı ile yerleştirme puanlarının hesaplanmasında TYT puan türü için 150, SAY, SÖZ, EA ve DİL puan türleri için 180 olan sınav puanı barajı uygulaması kaldırılmıştır.” diyerek yeni bir dönem başlattı. Temel bilimler dahil olmak üzere birçok bölümde oluşan boş kontenjanlar, kapatılan bölümler, eğitimdeki nitelik kaybı ve artan genç işsizliğin ardındaki sorunlara çözüm üretmek yerine YÖK, gençlere diploma pazarlamaya çalışmaktadır. Çünkü YÖK, izlediği politikalarla yükseköğretim sisteminde niteliği değil rakamsal verileri önemsemekte, dolayısıyla da gençlerin sadece diploma sahibi olmasıyla yetinmeyi tercih etmektedir.
Halbuki, karşımızda devasa boyutlara gelmiş bir sorun bulunmaktadır. Sınav odaklı bir eğitim sisteminde “sıfır çeken öğrenciler”, belirli üniversitelerin belirli bölümlerine oluşan yığılmalar, üniversiteler arasındaki eşitsizlikler ve demokratik bir öğrenme ortamının ortadan kaldırılması daha köklü bir sistem değişikliğine ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir.” dedi.
Demokratik ve özgürleştirici bir eğitim modeli benimsenmelidir
Eğitim-Sen son olarak, “YÖK, sınav barajının düşürülmesi uygulamasına geçerek üniversite eğitiminde de zaten sorgulanmakta olan, niteliğin düşürülmesinin önünü açmaktadır. Üniversite eğitiminde niteliğin düşüşünü YÖK göze almıştır. Şunu ifade etmeliyiz ki nitelikli ve eşitlikçi bir eğitimi ancak insandan, toplumdan ve doğadan yana olan ve akademik özgürlüğün olduğu bir üniversite sağlayabilir. Kaldı ki milyonları bulan diplomalı işsizler, ataması yapılmayan öğretmenler Türkiye’nin en önemli sorunlarından birini oluşturmaktadır. Bu karardan anlaşılmaktadır ki YÖK ve MEB sayıları milyonları bulan genç işsizliği sorununa çözüm üretmekten vazgeçmiştir. Bu nedenle, barajı kaldırmak sadece vakıf üniversitelerine daha fazla “müşteri” kazandırmaya yarayacak, gençlere ve ailelerine “pembe hayaller” pazarlanmasını sağlayacaktır! Diplomalı işsizler ordusu gerçeği ise yaratılan umutları yerle bir edecektir.
Eğitim Sen olarak özellikle belirtmek isteriz ki bu kısır döngüden çıkış yolu bulunmaktadır. Ancak bunun için yükseköğretim politikalarında bugüne kadar izlenen yol haritası tümüyle terk edilmelidir. Eğitimin temel bir hak olduğu gerçeğinden hareketle okul öncesinden yükseköğretime nicelik değil nitelik öne çıkarılmalı, kamusal, demokratik ve özgürleştirici bir eğitim modeli benimsenmelidir.” açıklaması yapıldı.