‘Sıra Dışı Kadınlar’ Başarının İpuçlarını Verdi
5'inci Türkiye İnovasyon Haftası'nın ikinci gününde "Sıra dışı kadınlar" paneli yapıldı.
5'inci Türkiye İnovasyon Haftası'nın ikinci gününde "Sıra dışı kadınlar" paneli yapıldı. Panele katılan konuşmacılar, kadın olarak bugün geldikleri konuma nasıl ulaştıklarını anlatarak gençlere başarının yolunun hayal kurmaktan ve yaptıkları işi sevip kendine güvenmekten geçtiğini söylediler.
Ekonomi Bakanlığı koordinatörlüğünde Türkiye İhracatçıları Meclisi'nin (TİM) sürdürülebilir kalkınma yolunda yenilikçi çalışmaları desteklemek amacıyla düzenlediği 5'inci Türkiye İnovasyon Haftası'nda "Sıra dışı kadınlar" paneli yapıldı. Gazeteci Elif Duygu Demiral moderatörlüğünde yapılan panelde konuşmacı olarak, Petrol Ofisi CEO'su Gülsüm Azeri, Aslanköy Kadınlar Tiyatro topluluğu kurucusu, yönetmen, oyuncu Ümmiye Koçak, Top Model Tülin Şahin ve Pınar&Viola, Kurucu ortağı Pınar Demirdağ katıldı.
"Gençler nerede zor proje varsa peşine takılın"
Konuşmacılardan Gülsüm Azeri, iddialı geleneksel bir ailede büyüdüğünü ve ailesinin eğitime düşken olduğunu söyledi. 11 yaşında kendisini Avusturya Lisesi'nin yatakhanesinde bulduğunu dile getiren Azeri, "Beş yıl Avusturya eğitimi, ciddi bir disiplin aldım. Daha sonra Boğaziçi Üniversitesi'nde Kimya mühendisliği okudum. Akabinde Endüstri mühendisliğinde master yaptım. Akademide kapalı kalacağımı düşündüm dış dünyaya aittim dedim kendimi Çukurova Holding'de buldum. Bu anlattığım dönemler 1984'lü yıllar Türkiye endüstrileşmeye ciddi katkı veriyor, yatırımlar yapılıyor. Çukurova Holding'de krom kimyasalı üreteceğiz bende planlama uzmanıyım genç yaşta kendimi öyle bir projenin içinde buldum ki teknolojiyi bulacaksınız, şirketi Türkiye'de kuracaksınız batılıların hiç biri vermedi. Bu teknoloji dört ülkede vardı. Sonunda Rusya verdi gidip onlardan aldık. Sibirya'da enstitü'de aylarca çalıştım, Ruslar geldi Türkiye öyle çalıştılar bir takım sorunlar olacağın biliyorduk. Sorunları daha sonra halledeceğimiz konusunda kara aldık" diye konuştu.
Gençlere iş hayatında başarı olmanın sırrını veren Azeri, "Gençlere söylüyorum nerede zor bir proje var peşine takılın, size katkısı sizin projeye katkınızdan çok daha yüksek olacaktır. Bu katkıların nasıl biriktiğini daha sonraki yıllarda daha iyi anlayacaksınız" dedi.
"Motivasyon, başarıyla olur"
"İddialı projeleri düşünen gündeme getiren ve uygulayan bir insan oldum" diyen Azeri, sözlerine şöyle devam etti: "İster yöneticiyim, ister müdürüm, ister mühendisim fark etmedi. Ben kendimden talebi çok yüksek bir insanım. Ekip yönetirken dahi "çok talep eder Gülsüm Hanım derler" ama herkesten fazla kendim uğraşırım ekip peşime takılır. Bunun adı motivasyon ben kendi kendime döne döne motive edebilen bir insan olduğumu fark ettim. Bu sıra dışılıksa bilemiyorum ama herkese tavsiye ediyorum. Motivasyon da başarıyla oluyor. İddialı projelerden bahsediyorum onları başarıyla sonuçlandırdıktan sonra oturup günlük hayata satarım, üretirim üç yılda projesiz yaşayayım diyemiyorsunuz. Bunu diyememek bende biraz sıra dışılık. Sıra dışılığı uluslararası alana çıktıktan sonra biraz daha hissediyorsunuz. Avustralya'ya gittim orada ağaç emprimecilere krom kimyasalları satacağım adam baktı dedi ki olsa olsa bu teröristtir, hiç biri kadın olduğum için hikâyeme inanmadı. O yıllarda Türkiye'nin oralara uzanacak kimyasalları yapıp yapmadıklarını bilemedikleri için. Uluslar arası dünyaya çıkıp orada da başarı kazanmak insanın hem güvenin artırıyor hem de Türkiye'ye ciddi katkısı olabiliyor."
Diğer konuşmacı Aslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu Kurucusu, Yönetmen, Oyuncu Ümmiye Koçak, her şeyin bir gün çocuklarının okuldan eve gelip okulda tiyatro gösterisi olacağını söylemesiyle başladığını dile getirdi.
"Yedi kadın bulmak için kırk kapı gezdim"
Bununla daha önce hiç karşılaşmadığını ama merak edip gittiğini belirten Koçak, tiyatroyla nasıl tanıştığını ve daha sonra yaşadıkların şöyle anlattı: "Ben kadınların sesini duyurmak için bir şey yapmalıyım ama ne diye düşünüyordum. Gittim okula en öne oturdum güzelce dinledim. O an tek merak ettiğim konu oyunu oynayan çocuğun adı gerçek mi? Oyundan sonra oyuncuya sordum "senin adına ne" diye oda "Ali" dedi bende "hani az önce Veli'ydi" dedim. O da "Teyze o benim rol adım" dedi. Benim hafızamda kalan bu oldu. Sene o zaman 2001, o gece eve gelip kendi kendime bizim çirkin kocasıyla kavga ediyor bana anlatırken utanıyor, Ayşe teyze de ineği yüzünden kavga ediyor utanıyor bana anlatırken başkasınınmış gibi anlatıyor. Ben bu insanların yaşadıklarını yazayım. Sahnede de biz oynayalım çocuklar gibi diye düşündüm. O zaman kaynanası, kocası, görümcesi görüp bu yanlışları düzeltirler. İmece usulü ekmek yaparız sözleştik gittim oraya sekiz on kişiyiz. Dedim ki "kızlar tiyatroya gittiniz mi" , onlarda "ne tiyatrosu neymiş o yenilir içilir mi?" bende "ne yenilip içilmesi geçen çocuklar geldi oynadı ben izledim bizde öyle yapalım" dedim. Kadınlara "sen dağdan odun getiriyorsun, bağ bahçe işini yapıyorsun, çocuğunu kocanı ihmal etmiyorsun şimdiye kadar eline sağlık gelin çok güzel olmuş deyip takdir eden oldu mu" dedim. "Yok demedi" dediler "gelin bunları ben yazayım sahnede oynayalım o zaman belki bizin takdir edip alkışlarlar" dedim. Yedi kadını bulabilmek için kırk kapıya gittim. "
"Önemli olan insanın kendini tanıyıp, hedefi olması"
"Önemli olan insanın kendini tanıması, ne istediğini bilmesi, kendine hedef belirlemesi ben bunu yapacaktım" diyen Koçak, "Bizim köyde kadınlar çok çalışıyor erkekler akşama kadar çınarın altında oturuyordu bunu sesini duyurmak istiyordum. Yurt dışına nasıl açıldığımı bende bilmiyorum. Ama Allah basından razı olsun bugüne kadar Ümmiye Koçak'ı, koçak yapan yazılı ve görsel basındır. Kadının kadına şiddet uygulaması konusu çok önemli. Türkiye'nin geleceği çocukları bizler yetiştiriyoruz. Biz anneler bilinçlenmeliyiz. Ben böyle dediğimde bana "ataerkil toplumda yaşıyoruz bu çok zor" bende hiç öyle olmadığını söylüyorum. Köyde çevremde gözlemlediklerime dayanarak söylüyorum "kadınlar o kadar zeki ki istediğinde erkek koyundan süt sağar" ama bunu iyi kullanamıyoruz. Biz kadınlar birleşsek gücümüzü iyi yerde kullansak emin olsun yetiştirdiğimiz çocuklar öyle güzel olur ki. Yurt dışından ödül alacağımı hiç hayal etmemiştim. Hem sevindim hem de ağladım. Ben Anadolu kadınıyım, köyde şehirde nerede olursan ol sadece kendini geliştir. Görsellik nedir, ben dış görünüşümü on dakikada değiştirim" dedi.
"Yurt dışına her çekime gittiğimde üstümde mutlaka Türk markasıyla gittim"
Konuşmacılardan Top Model Tülin Şahin ise 15 yıldır modellik yaptığını ve mesleğe Danimarka'da başladığını söyledi. Şahin, "Mesleğime Danimarka'da başladım. Sonra Paris'e geçtim, İstanbul'a geldiğim de hayran kaldım ve burada yaşamaya karar verdim. O dönemde çalıştığım Ajanslarıma 1999 yılından itibaren şu şartı koydum. Ben nereye uçacaksam uçayım hepinizin ülkesinin havayolu var bizimde var bana yılda 100-150 bilet alınıyorsa bütün biletler Türk Hava Yolları'ndan alınacak. Kendimce böyle bir katkım olmasını istedim. Sonrasında lakabım "THY Tülin" diye çıktı. Bu 15 yıl içerisinde tohumlar ektim. Yurt dışına her çekime gittiğimde üstümde mutlaka Türk markasıyla gitmeye çalıştım. Çantamdan lokum, çikolata Türk ürünü çıkarmaya çalıştım. Maksat Türkiye'den yurt dışına bir şey götürmekti. Bu baya zaman alıyor gerçekten" diye konuştu.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.