Sosyal Fobi Ve Utangaçlığın Birey Üstündeki Etkisi
Sosyal fobi ve utangaçlığın yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini belirten Psikolog Mustafa Güral, üstesinden gelindiği takdirde bireyin sosyal ilişkilerini...
Sosyal fobi ve utangaçlığın yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini belirten Psikolog Mustafa Güral, üstesinden gelindiği takdirde bireyin sosyal ilişkilerini iyi yönetebileceğini ve hayattan daha fazla keyif alacağını söyledi.
VM Medical Park Samsun Hastanesi'nden Psikolog Mustafa Güral sosyal fobi ve utangaçlığın üstesinden nasıl gelinebileceği hakkında açıklamalarda bulundu. Sosyal fobi ve utangaçlığın belli şekillerde ortaya çıktığını söyleyen Güral, "Çok erken yaşlarda aile içinde başlayan davranışlarda tutukluk olarak gözlenen ileri yaşlarda ergenlik döneminde, gençlik çağlarında karşı cins ilişkilerinde güçlük, sosyal alanda yemek yemekten kaçınma ve okula dair sosyal alan sorumluluklarından kaçınma gibi sorunlarla kendini gösteren, yetişkin dönemlerde ise topluluk önünde konuşmada güçlük, otorite figürleriyle iletişimde zorluk, utanma halinin dışarıdan gözlenmesinden duyulan kaygının ve yüz kızarması, aşırı terleme, kalp çarpıntısı gibi fiziksel belirtilerinde de eşlik ettiği ve akabinde duygu, düşünce ve davranış ekseninde bir kısır döngü olarak süregelen, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bu klinik tablo aslında yardım alındığında üstesinden gelinebilecek bir durumdur. Üstesinden gelindiğinde yaşam kalitesini büyük ölçüde arttıran sosyal ilişkilerini iyi yönetebilen, özbenliği yüksek bir bireyin hayattan aldığı keyif de artar" dedi.
Genetik faktörler, aile öyküsü, kişilik özellikleri, çevresel faktörler ve travmalar durumu açıklama konusunda yardımcı olan unsurlar olduğunu belirten Güral, "Ancak her zaman bu klinik tablo hayatın içinde de aynı haliyle bulunmayabilir. Çünkü özünde insanın doğasında olan yani hepimizde var olan ancak bazılarımızda bir ya da bir kaç doz daha fazla olan, aşırılıklarını incelediğimiz bir olgudan bahsediyoruz. Özünde utanma ve yetersizlik duyguları ile iç içe olan bu deneyim "birey" olmanın sancısıdır aslında. Bu baş etme sorunlarımızın çözümünde kişi işlevsel çözümler üretemiyor ise utanma duygusu ve yetersizlik hislerini iyi yönetemeyen benlik sosyal alanda da olumsuz deneyimlerle karşı karşıya kalmakta veya bu kendisi için olumsuz yaşam olaylarını deneyimlememek adına kaçınmayı seçtiğini görüyoruz" diye konuştu.
Kaçmanın her zaman uygun çözüm olmadığını vurgulayan Güral, "Doğayı, hayatı, ilişkileri savaş ya da kaç mekanizması ile yorumlayan zihin çözüm için benliğine uygun seçimler yapmak durumundadır. Dolayısıyla kaçınmak her zaman uygun çözüm olamadığı gibi kişinin kendisini yetersiz hissetmesine sebep olan bir döngüye sokabilir. Aynı zamanda kaçınma her zaman da sonuçları kötü olan durumlara sokmaz bizi, bazen de kişinin kendisini tamamlamasına, öteki/diğeri ile olan bağlantısını yeniden değerlendirmesine ve kendisini, gelişimini yeniden yapılandırmasına da olanak sağlar. Bu denge hali ancak farkındalık ile mümkündür. Bireyin kendini değerlendirme araçlarından biri de psikoterapi sürecidir. Dengeli bir yaşam, sosyal becerilerin gelişimi, yaşantısal güçlüklerle baş etmek için psikoterapi desteği almayı seçin, bunun her şeyden önce kendiniz için bir ihtiyaç olduğunu hatırlayın" şeklinde konuştu.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.