Tarih ile Diğer Bilimler Arasındaki Farklılıklar

Tarih ile Diğer Bilimler Arasındaki Farklılıklar

Tarih geçmişteki olayların nedenlerini ve sonuçlarını kendine özgü çalışma yöntemiyle açıklayıp yorumlamaya çalışan bir bilim dalıdır. Tarihçi bu görevi yerine getirirken fen bilimlerinde olduğu gibi deney metodundan yararlanamaz.

Aynı şekilde psikoloji, iktisat (ekonomi) ve toplum bilimi (sosyoloji) gibi bazı beşerî ve sosyal bilimlerin uyguladığı insan davranışlarını gözlemleyip ölçmeye dayalı yöntemleri de kullanamaz. “Bilimsel araştırma yöntemi”ni kullanan tarihçi, elde ettiği bilgi ve belgeleri önce tasnif eder.

Daha sonra bunları inceleyip değerlendirir ve elde ettiği verilere dayanarak geçmişi aydınlatmaya çalışır. Tarihçi, deney ve gözlem yapma imkânına sahip olmadığı için geçmişi incelerken kaynak olarak adlandırılan tarihî belgelerden yararlanır. Kaynaklar birinci ve ikinci elden kaynaklar olarak iki gruba ayrılır. Birinci elden kaynak, içerdiği tarihî olayın yaşandığı döneme aittir. Bu tür kaynaklar, anlatılan olaya doğrudan tanık olan veya tanık olanları dinleyen kişiler tarafından oluşturulmuştur. İkinci elden kaynaklar ise birinci elden kaynaklara dayanılarak hazırlanmıştır.

Kaynaklar türlerine göre şu şekilde sınıflandırılır:

ekran-alintisi.jpg

Tarihi fen bilimlerinden ve bazı beşerî bilimlerden ayıran bir diğer farklılık tarihte genellemelerin yapılamayacak olmasıdır. Bunun nedeni tarihte deney yönteminin kullanılamaması başka bir deyişle nedenlerin tekrar edilememesidir.

Fen bilimciler olayları açıklamak için deney ve gözlem yaparken (Görsel 1.3) tarihçiler kaynak inceleme yoluyla (Görsel 1.4) geçmişi aydınlatmaya çalışırlar. Örneğin fizikçiler ısıtılan metallerin genleştiğini gözlemledikten sonra “Isınan metaller genleşir.” şeklinde bir genellemede bulunulabilirler. Aynı şekilde yer çekimine veya ışığın düz bir çizgide ilerlediğine yönelik genellemeler yaparak deneylerle bunları ispatlama yoluna gidebilirler. Böylece evrensel geçerliliği olan yasalara ulaşabilirler. Tarihte ise benzer türdeki farklı olayların aynı sebeplerden kaynaklandığı ya da aynı sonuçları doğurduğu yönünde bir yargıda bulunulamaz.

1914 yılında Avusturya Macaristan İmparatorluğu veliahtının bir suikaste uğramasıyla Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasına bakılarak “Suikastler savaşlara yol açar.” şeklinde bir tarih yasasına ulaşılamaz. Bununla birlikte tarihî olayların ortak yönlerinden hareketle “Göçebeler askerî alanda yerleşiklere göre daha üstündür.” gibi bazı genellemeler yapılabilir. Ancak bu tür genellemeler hiçbir zaman fen bilimlerinin evrensel yasaları gibi kesinlik taşımaz.

Tarih, yönteminin yanı sıra incelediği konuların niteliği ve niceliği bakımından da diğer bilimlerden ayrılır. Örneğin matematik bilimi zamanı ve mekânı olmayan sayısal kavramları konu edinir. Tarih ise yeri ve zamanı belli olan, yaşanmış olaylarla ilgilenir. Tarihin farklılıklarından biri de başka bilim dallarına göre inceleme alanının daha geniş olmasıdır. Örneğin fizik, kimya, biyoloji gibi fen bilimleri birbiriyle bağlantılı ve tekrarlanabilir olayları inceler. Buna karşılık tarih aralarında sistematik ilişki bulunmayan, her biri kendine özgü, biricik olaylarla ilgilenir. Tarihçi bu karmaşık olayları inceleyip gerekli elemeleri yaptıktan sonra elindeki bilgileri önem sırasına koyarak anlamlı bir bütüne ulaşabilir.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.