Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof.dr. Mustafa Özdoğan:
Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof.Dr. Mustafa Özdoğan, Küba'da geliştirilen ve piyasaya sürülmeye çalışılan kanser aşısının insan ömrüne iki aylık katkısının...
Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof.Dr. Mustafa Özdoğan, Küba'da geliştirilen ve piyasaya sürülmeye çalışılan kanser aşısının insan ömrüne iki aylık katkısının bulunduğunu, bu aşının kanser hastalarının hem umutlarını hem de ana tedaviden uzak bırakacağı için hayatlarını kaybetmelerine sebep olabileceğini söyledi.
Kanser hastalığı konusunda bilgilendirme toplantısında konuşan Memorial Antalya Kanser Merkezi Başkanı ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, kanser hastalarının çok hassas olduğunu ve her türlü habere çok açık ve zaafiyet taşıdığını belirterek, hasta yakınlarının da varını yoğunu harcamaya hazır olduğunu kaydetti. Özellikle hasta yakınının kanser tedavisi hakkında bir gelişme duyup onu yerine getirmediğinde sanki hastası için bir şeyleri eksik yaptığı ve onun hayatında fedakarlıklar yapabilecekken yapamamış hissi duyduğunu kaydeden Prof.Dr.Özdoğan, ne duyarsa onu bulup, sarılıp koşup getirmek istediğini ve bu konuda basına büyük görevler düştüğünü söyledi.
Küba'da geliştirilen edilen aşıya da dikkat çeken Prof.Dr.Özdoğan, bu aşının akciğer kanseri olan insan ömrüne iki aylık gibi bir katkısı bulunduğunu, insanların aşı için kalkıp Küba'ya gitmek istediğini ve bu süreçte de ana tedaviye ara vermek zorunda kaldığı için hayatını kaybetme riski bulunduğunu söyledi.
Küba aşısı sihir değil
"Küba'da geliştirilen aşı sihir değildir" diyen Prof.Dr.Özdoğan, Kübalı bilim insanlarının kendi yaptıkları ve aslında eski tip tedavilerin içine ilave ettikleri bir aşıyı yine çok iyi modern ilaçlarla tadavi denekleriyle karşılaştırdıklarını söyledi. Aşının insan ömrüne birkaç aylık bir süre ilave ettiğinin söylendiğini hatırlatan Prof.Dr.Özdoğan, "Ama çalışma dizaynlarına, ellerindeki verilere baktığınızda uluslararası bilimsel standartları bulabilme şansına sahip değil. Bu da çok doğal, Küba'da sağlık açısından baktığınızda çok ileri bir teknoloji yok, ileri bir hastane çok iyi bir hekimlik yok, basit aşılar konusunda yol aldılar, bunları da satarak ülkelerinin ekonomilerine katkı sağladılar ama bugün kanser aşısı derinlemesine tüm dünya tarafından sorgulandı ki en az Küba aşısından çok daha sofistike aşıların 4'ü, 5'i iş görmedi. İyi dizayn edilmiş araştırmalar çöktü. Küba aşısına baktığınızda da onların en yetersiz en zayıf kıyaslamalarında bile iki aylık bir yaşam sağladı, daha iddialı oldukları aşılara baktığınızda ortalama bu insanların 8 ay yaşadığını görüyorsunuz, bugün akciğer kanserinde yaşam neredeyse 1,5 yılı aşmaya başladı, özetle yeni hedeflenmiş tedavilerle 20 ayın üzerine çıktı, bu aşı konusunu konuşacak durumda değiliz gerçekten ama bu şu demek değildir, tıpta iddia edilen bir şey bilimsel olarak sorgulanır doğrusu da budur şu an bir anlaşma imzaladılar ve önümüzdeki süreçte iyi dizayn edilmiş modern tedavilerle kombine edilmiş düzeyde test edilecek ve göreceğiz. Ama bugüne kadar çıkan sonuçlar bana şunu söylüyor ki bu ilaç cebinde her şeyini harcamaya hazır insanların önüne konulacak bir şey değil" dedi.
Küba'daki aşının son derece ucuz olmasına rağmen birçok ülkeden onay alamadığını hatırlatan ve alma şansı da bulunmadığını söyleyen Prof.Dr.Özdoğan, "Hal böyleyken bunun bir sihir olarak ortaya koyulması çok üzücü, basında yapılan haberleri çok önemsiyorum her yazılar yazı bir akışa sebep oluyor ve bunun sorumluluğu altındasınız" dedi.
Türkiye'de bilimsel çalışmalara bakış açısı farklı
Türkiye'de bilim insanlarının neden üretemedikleri konusuna da değinen Prof.Dr.Özdoğan yasal prosedürü sebep gösterdi. Türkiye'de bilim camiasının çok üst seviyede bulunduğunu ve bazen üretmemekle suçlandıklarını dile getiren Özdoğan, "Neden üretmiyorsunuz şeklindeki bir soruyu bilim camiasına sorarken haklı davranmıyoruz. Bir takım yasal yönetmelikle yürüyen işler bunlar. Klinik araştırmalar yapabilmeniz insan üstünde birtakım ilaçları deneyebilme konusunda Türkiye daha yeni yeni yol alıyor, dolayısıyla burada suçlanacak olan yalnız başına bilim camiası değildir. Önümüzdeki süreçte ar-ge yatırımlarının artması, Türkiye'deki bilim insanlarının önlerinin açılması çalışmaları hızlandıracaktır. Kinik araştırmalarda Türkiye'de bir hastaya araştırma ilacı kullanacağınız zaman "benim üzerimde ilaç mı deneyeceksiniz ben kobay mıyım" diyor, bu bilinçlenmenin artık değişmesi gerekir, toplumunda yeni araştırmalara açık olması gerekir bu sürecin Türkiye'de şu an hızlı bir şekilde geliştiğini düşünüyorum, önümüzdeki süreçte de ülkemizden çok sayıda genç bilim adımıyla yeni buluşlar daha sağlıklı daha sunulabilir daha insanlara katkı sağlayacak buluşların olduğunu görüyoruz, birçok Türk insanı şu an Nobel ödülüne kadar ulaşmış, Türkiye olarak ne Türkiye ne de Türk kimliği taşıyan bilim adamları olarak dünyanın gerisinde değiliz" dedi.
Sadece akciğer kanserine 2 aylık bir katkı sağlayan aşının, meme kanseri, karaciğer kanseri, beyin kenseri, kolon kanseri gibi bütün kanser türlerinde kullanıldığı algısının oluşturulduğuna da dikkat çeken Özdoğan, "Küba'daki aşı kansere iyi geldi denilince herkes saldırıyor, paralarını kaybediyor umutlarını kaybediyorlar. Çok sayıda hasta bana sosyal medya üzerinden teşekkür etti, turizm acentasına 28 bin dolar ödeyip gitmek üzereyken benim uyarılarımı okuyup gitmekten vazgeçen insanlar var. Para bir tarafa bu seyahat esnasında almaları gereken ana tedaviden uzak kaldıkları için de yaşamlarını kaybedebilir insanlar" dedi.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.