Türkiye’ye ‘Lokum’ Gibi Küresel Marka Lazım

Türkiye’ye ‘Lokum’ Gibi Küresel Marka Lazım

Türkiye Pazarlama Derneği Başkanı ve İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.

Türkiye Pazarlama Derneği Başkanı ve İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. A. Ercan Gegez, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu "10 küresel marka" hedefi doğrultusunda Türkiye'den çıkabilecek küresel markaların Türkiye'yle özdeşleşen ürünler olması gerektiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de firmaların uluslararası pazarlara açılması gerektiğini ve ülkemizden en az 10 tane dünya markası çıkması gerektiğini belirtmişti. Türkiye'den çıkabilecek küresel markalarda Türkiye'yle özdeşleşen ürünlerin dünya markası olma sürecini hızlandırabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. A. Ercan Gegez, "Türkiye'den küresel marka çıkaracaksak özellikle dış pazarlarda Türk Markası oluşturmada Türkiye ile çağrıştırılan lokum, yoğurt gibi ürünleri üreten firmaların aktif olması lazım. Çünkü bu firmaların küresel bir Türk markası oluşturması diğerlerine kıyasla daha kolay" dedi.

"Dünyaya lületaşı ihraç ediyoruz ama pipo markamız yok"

Dünyaya lületaşı ihraç eden Türkiye'nin pipo markasının olmamasının kabul edilemez bir durum olduğuna işaret eden Prof. Dr. A. Ercan Gegez, "Biz buna "ürünün köken etkisi" diyoruz. Herhangi bir ürünü düşünün. "Sizce bu ürün hangi ülkede üretilmiştir?" sorusuna Türkiye cevabı alamıyorsanız böyle bir üründen küresel marka oluşturmak zor. Bu konuda önerim Türkiye ile bağdaştırılan bizim kültürel izlerimizi taşıyan ürünlerle küresel marka yolculuğuna başlamak. Elbette ki bu konuda devlete de önemli görevler düşüyor. Türkiye bugüne kadar hep üretim teşviklerine yoğunlaştı. Artık pazarlama teşviklerinin daha önemli hale gelmesi gerekiyor. İlgili bakanlıkların bu konuda "küresel markalaşma stratejisi" belirlemesi gerekiyor. Yakında Hindistan, Brezilya gibi yükselen pazarlardan küresel markaların da yükseldiğine şahit olacağız. O yüzden Türkiye bu fırsatı kaçırmamalı. Umarım firmalarımız Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın koyduğu hedefi bir an önce ajandalarına alırlar" açıklamalarında bulundu.

"Siz dış pazarlara girmezseniz yabancılar sizin pazarınıza giriyor"

Firmaların uluslararası pazarlar konusunda dikkat etmesi gerekenler ve dünya markası oluşturmada izlenebilecek yollar hakkında tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Gegez, "Türkiye'de firmaların uluslararası pazarlar konusunda dikkat etmeleri gereken iki nokta var; Birincisi "uluslararasılaşmak'. Artık uluslararasılaşmak seçenek değil zorunluluk haline geldi. Siz dış pazarlara girmezseniz yabancılar sizin pazarınıza giriyor. Ayrıca dijitalleşme sayesinde artık rekabet firma düzeyinden birey düzeyine indi. Akıllı bir girişimci tek başına dünya pazarlarında büyük firmalara rakip olabiliyor. Günümüzde birçok büyük firma hikâyesinin arkasında başlangıçta tek bir girişimci var, artık bireyler bile dış pazarlara açılabiliyorlar" diye konuştu.

"Ürün, çağın gereklerini yakalayamadığında marka çöküşe geçiyor"

Türkiye'de de bu bilincin yavaş yavaş oluştuğunu ancak sadece dış pazarlara açılmanın yeterli olmadığını ifade eden Prof. Dr. Gegez, "İkinci olarak, dünya markaları oluşturmak gerekiyor. Bu aşamada ne yazık ki bugüne kadar başarılı olamamışız. Kuruluşları geçmişe dayanan çok köklü ve başarılı firmaların bile yerel markalarını küresel pazarlara taşıyamadıklarını görüyoruz. Marka oluştursanız bile değer oluşturamadığınızda, markayı iyi yönetemediğinizde, ürün çağın gereklerini yakalayamadığında marka da çöküşe geçiyor. İyi ürün, iyi marka birlikte gitmesi gereken iki unsur. Türkiye'de asırlık şirketler için baktığımızda ürünlerde sorun yok. Biraz farklı kültürlere adaptasyonla markalaşma yoluna gidilebilir" ifadelerini kullandı.

"Dönüşüm zaman alıcı ama imkansız değil"

Küresel marka oluşturmada ürün çeşidine bağlı olarak dünyadan örnekler de veren Gegez, açıklamalarına şöyle devam etti:

"Küresel marka oluşturmak tüketim ürünlerinde endüstriyel ürünlere kıyasla daha kolay. Tüketim ürünlerinde marka tanınma daha hızlı oluyor. Mesela Çin'in fazla tanınmış markasının olmamasının temel nedeni endüstriyel ürünlere odaklanmış olması. Orta vadede Çin'in önemli tüketim malı markaları oluşturacağından şüphe yok. İkinci dünya savaşı ve hemen sonrasında Japon markaları en kalitesiz ürünlerle çağrıştırılırken günümüzde Japon markalarının geldiği yeri düşünün. O yüzden bu dönüşüm belki biraz zaman alıcı ama imkânsız değil."

İHA

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.