Ustayken çırak oldu
1943 yılında Bulgaristan'da doğan ve baba mesleği marangozlukla ilk kez 10 yaşındayken tanışan Ahmet Yüksel, Manisa'da camilere minber, cami kapısı ve...
1943 yılında Bulgaristan'da doğan ve baba mesleği marangozlukla ilk kez 10 yaşındayken tanışan Ahmet Yüksel, Manisa'da camilere minber, cami kapısı ve kürsü işleme işi olan kündekari sanatı yapan tek usta olarak dikkat çekiyor. 50 yaşından sonra başka bir ustaya çırak olarak kündekari işçiliğinde ustalaşan Yüksel, ilerleyen yaşına rağmen mesleğine dört elle sarılırken, çırak bulamamaktan şikayetçi.
Ahilik Haftası kutlamaları kapsamında Türkiye'de yılın ahileri arasında ilk 10'da yer alan ve Manisa'da yılın ahisi seçilen 41 yıllık marangoz ustası 74 yaşındaki Ahmet Yüksel kesintisiz eğitim sisteminin sadece kendi mesleği için değil bütün meslek gruplarında çırak sıkıntısı yaşanmasına neden olduğunu belirtti. 40 yıldan fazla bir süredir Manisa'nın Salihli ilçesinde marangozluk yapan ve 50 yaşından sonra öğrendiği camilere minber, kürsü, cami kapısı işlerini bugün Manisa'da devam ettiren tek usta olan Ahmet Yüksel, "Bu civarda ne kadar cami işi varsa hepsini ben yapıyorum. Benim yaptığım işi yapan bir usta daha varmış ama kim olduğunu bilmiyorum. Ama benim yaptığım kündekari işini yapanlardan yok" dedi.
"Çırak bulamıyoruz"
Aylar süren bir minberi yapmanın kendisi için zor olmadığını ancak en büyük sıkıntısının çırak bulamamak olduğunu dile getiren Yüksel, "Çırak kalmadı hiç. 5-6 tane çırak yetiştirdik onlar da kendi dükkanlarını açtı ama onlar marangozluk işleri yapıyor. Artık bize çırak gelmiyor. Bir usta arkadaşla birlikte çalışıyoruz. Çıraklık, okulların 4+4+4 olması bizim çırakların yok olmasına neden oldu. 10 yaşında, 12 yaşında çocuğa anca öğretebiliriz biz bu mesleğin inceliklerini. Şu an 16 yaşından sonra çocuklar bize geliyor çırak olmak için ama biz bunlara bu yaştan sonra bir şey öğretemeyiz" şeklinde konuştu.
"Ben öldükten sonra işi yapan kalmayacak"
Artık her şeyin makinelerle yapıldığını anlatan Yüksel, kendisinin ise el işçiliğine devam ettiğini belirterek, "Ben hala el işi yapıyorum. Her şey makineye döndü, her şey otomatik olarak yapılıyor, preslerle yapılıyor. Ben bu işi bıraktıktan sonra veya öldükten sonra bu işi yapacak kimse kalmayacak" diye konuştu.
50 yaşından sonra çırak oldu
Minber yapmayı ustası olan babasından değil başka bir ustadan öğrendiğini vurgulayan Yüksel, "Ben bu işi babamdan değil de başka bir ustadan öğrendim. 50 yaşlarında adama çırak oldum "İlla ben bunu öğreneceğim" diye ve öğrendim. Hiçbir usta öğretmekten kaçmaz. Biz de öğretmek istiyoruz ama sanayiye hangi dükkana bakarsanız bakın bir tane 12-13 yaşında çocuk bulamazsınız. Artık işler hep ustalara kaldı. Ustalar da bitince ne yapacağız bilmiyorum" ifadelerini kullandı.
Minber yapma işini ustasından öğrendiği sanayi camisindeki minberin yapım aşamasını da anlatan Yüksel şunları söyledi:
"Bu minberin yapımı 2 ay sürdü. Minberdeki her parça tek tek işlenmiştir. Binden fazla parça minberin sadece ana gövdesinde var. minberin korkuluk kısmında da aynı şekilde binden fazla parça var. Biz bunu 2 ay içerisinde yaptık ve bundan da işçilik ücreti almadık sanayi sitesinin camisi olduğu için. Ben işi ilk burada öğrendim. Bunu yapan benim ustamdı. Bundan sonra da 30 tane yaptım."
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.