Uyuşturucuda Korkunç Pazarlama Taktiği: "Kimyevi Değil, Organik"
Manisa Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Uzm. Dr. Ümit Atman, "Korku yüzünden kullanımda azalma görülünce zehir tacirleri, bazı bitki tohumlarını...
Manisa Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Uzm. Dr. Ümit Atman, "Korku yüzünden kullanımda azalma görülünce zehir tacirleri, bazı bitki tohumlarını laboratuvar ortamında başka uyuşturucularla hibritliyerek yeni maddeler üretmekte ve pazarlamak için "kimyevi değil, organik" diyerek yeni bir uyuşturucu çeşidini piyasaya sürmektedirler" dedi.
Manisa Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Uzm. Dr. Ümit Atman, 26 Haziran "Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü" dolayısıyla uyuşturucu kullanımının korkunç etkilerini ve zehir tacirlerinin yeni pazarlama taktiklerini anlattı. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte uyuşturucu maddelerin daha çok ve daha ucuza mal edilmesini kolaylaştırdığını belirten Atman, bu uyuşturucu maddelerin ev ortamında bile üretilebildiğini söyledi. Uzm. Dr. Atman, "Maalesef çok yakın aralıklarla yeni bir uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ismi gündeme düşmekte ve gençler arasında konuşulmaya başlanmaktadır. Son dönemde bazı sentetik uyuşturucu maddelerin adlarının ölümle anılması zamanla bağımlılar ve toplumda korkuya sebep olmaktadır. Korku yüzünden kullanımda azalma görülünce zehir tacirleri, bazı bitki tohumlarını laboratuvar ortamında başka uyuşturucularla hibritliyerek yeni maddeler üretmekte ve pazarlamak için "kimyevi değil, organik" diyerek yeni bir uyuşturucu çeşidini piyasaya sürmektedirler" dedi.
"Halk arasında "zombileşme" durumları görülüyor"
Evde mutfak koşullarında nane, kekik, yavşan otu gibi bitkilerin değişik kimyasallarla karıştırılmasıyla uyuşturucu madde yapımına dikkat çeken Atman, "Öte yandan son dönemde gündeme gelen evde mutfak koşullarında nane, kekik, yavşan otu gibi bazı masum bitkilerin değişik kimyasallarla karıştırılması ile uyuşturucu ve uyarıcı madde yapımı konusu son derece önemlidir. Öyle ki akran etkisinin yoğun olduğu gençler arasında kulaktan kulağa fısıltı şeklinde yayılan bu formulüzasyonlar, merak duygusu ile birleşince halk arasında "zombileşme" denilen durumların görülmesine sebep olmaktadır. Olayı bilimsel açıdan değerlendirdiğimizde alınan bu maddelerin iradeyi sıfırlayıp, beynin hafıza ile ilgili kısımlarında da aksaklık yaratarak etkili olduğu görülmüştür. Bu nedenle anne babaların ve ebeveynlerin uyanık olmak ve çocuklarını yakinen izlemek temel görevi olmalıdır" diye konuştu.
"Mücadele yeterli değil"
Türkiye ve dünya genelinde uyuşturucu ile mücadeleyle ilgili araştırmalar yapıldığını ancak bunların yeterli olmadığını söyleyen Atman, "Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanım yaygınlığı ile ilgili araştırmalar tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yapılmaktadır. Ancak yeterli değildir. Öyle ki yapılan araştırmaların büyük çoğunluğu yerel çalışmalardan ibarettir. Araştırmaların önemli bir kısmının yöntemleri ise farklılıklar göstermektedir. Bu konuda yapılan araştırmalar gözden geçirildiğinde genel toplum örneklemlerine dayalı, çok merkezli, geniş çaplı çalışmaların yetersiz olduğu aşikardır. Bu nedenle ülkemizde ve ilimizde yüz yüze epidemiyolojik çalışmaların yürütülmesinin gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Uyuşturucu maddelerle mücadele toplumun her kesiminin dahil olması gereken multisektörel bir çabayı gerektirir ve bir ülke için "milli mücadele" unsurlarından olmalıdır" dedi.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.