Uzmanından "Sağlıklı Oruç Tutma" Önerileri
Bitlis'in Ahlat Devlet Hastanesi Başhekimi Uzman Doktor Mustafa Güneş, Ramazan ayında sağlıklı oruç tutmanın püf noktaları hakkında önerilerde bulundu.
Bitlis'in Ahlat Devlet Hastanesi Başhekimi Uzman Doktor Mustafa Güneş, Ramazan ayında sağlıklı oruç tutmanın püf noktaları hakkında önerilerde bulundu.
Son birkaç yıldır Ramazan ayının yaz mevsimine denk gelmesi, sahur ve iftar arasındaki sürenin uzunluğu, normalden daha fazla dikkat edilmesi gerektiren bir ay geçirilmesine neden olduğunu ifade eden Dr.Güneş, "Bunların başında aşırı sıcaklarda terleme ile sıvı kaybı ve bunun tansiyon düşüklüğüne, halsizlik, yorgunluk, bayılma ve çarpıntı gibi şikayetlere sebep olmaktadır. Burada yapılması gereken esas şey sıvı kaybının giderilmesidir ki, yeme sürecinde dengeli bir şekilde en az 2 litre su tüketilmelidir ve aşırı terlemeye sebep olacak ortam ve efordan kaçınılmalıdır. Ayrıca tuzlu, baharatlı, soslu, kızartmalı, hamurlu yiyecekler ve şerbetli tatlılar, şekerli içecekler hem ağız kuruluğuyla susama hissini artıracak hemde içerdikleri fazla enerji nedeniyle vücudun fazla ısınmasına neden olacaktır. Açlık süresinin uzunluğu nedeniyle iftar ve sahur arasındaki süreçte sık ve az olarak gıda alınması, hızlı ve büyük porsiyonlu yemeklerden kaçınılması iftar sonrası oluşacak mide, bağırsak sorunlarına, tansiyon ve şeker düzensizliklerine engel olacaktır. Tatlı olarak da mevsimlik meyveler ve hafif sütlü tatlılar (dondurma, hoşaf, komposto) ve benzeri gıdalar tüketilmelidir. Oruçlu kişilerin ortamın sıcaklığına ve gün içerisinde efor düzeylerine göre giysi ve yer seçip kontrol altında tutmalıdır" dedi.
Kimler için oruç tutmak sakıncalıdır?
Başhekim Dr.Güneş, vücudun çalışma düzeni geçici veya kalıcı olarak bozulmuş olan ve bu düzenin sağlanması için ilaç kullanımı veya diyete gerek duyulan kişilerin oruç tutmasının sakıncalı olduğunu belirterek, "Bunları kısaca şöyle özetleyebiliriz. Kronik hastalığı olanlar (şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp hastaları, böbrek hastaları), gebeler, emzirenler, akut enfeksiyonu olanlar, yeni ameliyat geçirmiş olanlar, kanama geçirenler ve mide ülseri olanlar. Hipertansiyon ve şeker hastalarının tedavileri sadece ilaçtan ibaret olmayıp diyet ve egzersizde tedavinin bir parçası olduğundan gün içinde uzun bir süre sıvı ve gıda alınmadığından kan basıncından ve kan şekerinden ani değişikliklere neden olabilir. Yüksek riskli diyabet hastalarında oruç tutmak ve uzamış açlık hipoglisemi (şeker düşmesi) diabetik kateasidoz (diabetik koma) ve sıvı kaybına bağlı damar tıkanıklığı riski artırmaktadır. Dolayısıyla kontrolsüz şeker hastalarının oruç tutması önerilmemektedir. Özellikle insülin kullananlar için uzun süreli açlık tehlikeli sonuçlar doğurur. Ancak diyetle veya tek bir ilaçla kan şekeri kontrol altına alınabilen diyabet hastalarında oruç tutulmasında sakınca yoktur. Ama tabi kararı vermeden mutlaka bir doktora danışılmalı ve kendimiz karar vermemeliyiz. Kronik hastalığı olan ve sağlıklı yaşam düzeni belirli ilaçların kullanımına bağlı olanlar bu düzeni mümkün olduğunca bozmamaya çalışmamalıdır. Uzun süreli açlık ile etkilenebilecek bir hasta grubu da mide ülseri ve reflüsü olan hastalardır. Bunlar mide ilaçlarını almalı, mide uzun süreli boş tutulmamalı ve diyetlerine uymalıdırlar. Gebeler ve emzirenler her ne kadar iradelerine güvenseler de bu kişilerin gıda-sıvı gereksinimleri 2 katına kadar çıkabilmektedir ve uzun süreli açlık-susuzluk bebeği ve süt üretimini etkileyebilir. Enfeksiyon olan ve yeni ameliyat geçirenlerde enfeksiyon etkenine karşı savaşma, doku yenilenmesi için metabolizma ihtiyacı artmaktadır. Oruç tutma ile iyileşme sürecini uzatıp durumun ağırlaşmasına sebep olabilmektedir. Özetle beslenmenin gün içinde sadece kısıtlı bir zamana sıkıştırılması bu zaman diliminde tüm ihtiyaçların karşılanması amacıyla fazla miktarda ağır yiyeceklerin yenmesi ve son olarak da ilaçların alınmasının aksaması sıkıntılar ortaya çıkarsa da, iftarımızı bir bardak su ve bir kase çorba ile açıp sonra yavaş bir şekilde yemeğimizi yiyip, bu süreçte 2 bardak su tüketmemiz faydalıdır. İftar ve sahur arasında ara öğünlerde hafif sütlü tatlılar ve meyvelerle yapmamızı en son olarak da sahurda kahvaltılık besinler (yumurta, süt, yoğurt, peynir gibi) ile yapıp bol su tüketmemiz oldukça sağlıklıdır. Ek olarak ilacımız varsa kontrollü bir şekilde devam etmemiz gerektiğini belirtip, bu şekilde güzel ve sıkıntısız bir şekilde Ramazanımızı geçirmiş olacağız. Unutmayın bedene bakmakta bir ibadettir. Tıpkı oruç tutmak gibi. Ben bu vesileyle herkesin Ramazan ayının hayırlara vesile olmasını diliyorum" dedi.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.