Vali Tutulmaz’dan Basın Bayramı’nda Gazetecilere “Biraz Cilalayalım” Tepkisi
Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz, Güneydoğu'da yaşanan terör olaylarının bazen gazeteciler tarafından abartıldığını söyleyerek, "Güneydoğu'nun...
Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz, Güneydoğu'da yaşanan terör olaylarının bazen gazeteciler tarafından abartıldığını söyleyerek, "Güneydoğu'nun her yeri öyle sabahtan akşama kadar terörle iç içe olan sıkıntılı olan yerler değil. Ama buradan yansıtıldığı kadar oralar öyle çok sıkıntılı değildir. Onların sebebi biraz açık söyleyeyim bölgedeki gazeteci arkadaşlarımızın olduğundan çok daha fazla bu işi abartmaları. Haber başka türlü geçmez, şunu biraz cilalayalım, biraz boyayalım ve haber haline getirelim diyorlar" dedi.
Vali Tutulmaz, 24 Temmuz Basın Bayramı dolayısı ile kentteki yerel ve ulusal basın mensuplarına akşam yemeği verdi. Termal bir otelde gerçekleştirilen yemeğe protokol üyeleri ile çok sayıda gazeteci ve meslek kuruluşu temsilcisi katıldı. Toplantıda gazetecilere hitaben bir konuşma yapan Vali Tutulmaz, gazetecilerin bir nevi kamu görevi icra ettiğinden bahsetti. Önceliğin Afyonkarahisar'ın nasıl iyi tanıtılması olması gerektiğini kaydeden Vali Tutulmaz, "İçeriye ve dışarıya Afyonkarahisar'ı nasıl tanıtabiliriz önceliğimiz bu olmalı. Bu Afyonkarahisar'ı ne kadar iyi tanıtırsak bunun dönüşü yine Afyonkarahisar'a olacak. Gazetecilik refleksi ile zaman zaman insan bunun sonucunun ilimize ne getirip, ne götüreceğini düşünmeden yerine göre haber yapılabilir ancak bu haberin uzun vadede zarar getiriyor olacak bir konumda ise bu konuda biraz daha Afyonkarahisar'ı düşünerek hareket etmemizin ilimiz açısından daha önemli olduğunu düşünüyorum" dedi.
"Basın mensubu arkadaşımız "10 kişi sokaktan geçti TOMA ile su sıkıldı" derse haber olmaz düşüncesinde"
Siirt'te görev yaparken gazetecilik ve haber anlamında yaşadıklarından örnekler veren Vali Tutulmaz, televizyon kanallarına ve internet sitelerine taşınan haberlerin gerçekle alakasının olmadığını öne sürdü. Vali Tutulmaz, "Geldiğim bölgeden Siirt'ten örnek vermek istiyorum. Gazetecilerimiz tabii gazetecilik refleksi ile yazma eğiliminde. Ancak batıdaki bir televizyon kanalında o bölgeden yayınlanan bir haber tamamen olumsuz etki yapıyor. Sanki oraları her gün savaş alanı gibi, oranın her gün terörle iç içe, orayı tamamen karıştırmış gibi bir konuma sokuyor. Yaşadığımız bir olaydan bahsetmek istiyorum, bir gün televizyon izliyorum, "Siirt yine karıştı" diye bir haber var. Benin haberim yok. Emniyet Müdürü'nü aradım acaba bir şeyler oldu da o bana söylemeyi mi unuttu diye. "Müdür bey böyle böyle bir haber var, haberiniz var mı?', dedi "Benim de haberim yok." Sonra tabi araştırıldığında öğrendiğimiz şey şu; 10 kadar slogan atarak yoldan geçerken o arada TOMA ile bunların üzerine su sıkılıyor. Basın mensubu arkadaşımız "10 kişi sokaktan geçti TOMA ile su sıkıldı" derse haber olmaz düşüncesi ile yazıyor işte "Siirt'te gençler karıştı şu gösteri oldu, bu gösteri oldu." Dönüyor Siirt'e zarar veriyor. Yine bir başka olay, internet haberi "Siirt'te tren vagonlarına sabotaj'. Yine haberim yok, emniyet müdürünü aradım, kaymakamı aradım, onun da haberi yok. Nasıl bir haber bu?" diye konuştu.
"Merkezdeki editör "bu iyi iş yapmaz" diye işin içerisine bir de PKK'yı sokuyor"
Vali Tutulmaz, basın kuruluşlarının merkezlerindeki editörlere göndermeler yaptığı konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Araştırdık, sonra öğrendik 2 tane çocuk boşta duran vagonların yanında ateşle oynarken vagonun ucu tutuşuyor, belediye de gidiyor söndürüyor. Hepsi bu olayın. Şimdi bunu haber yaparsa yerel gazetede bile çıkmayacak bir haber. Ancak Türkiye'nin gündemine bu işin girebilmesi için bunlar "Vagonlara sabotaj" diye oradan gönderiliyor, merkezdeki editör "bu iyi iş yapmaz" diye işin içerisine bir de PKK'yı sokuyor. PKK tarafından yakılan vagonlardan büyük zarar oluştu, arkasından operasyon başladı. Bir de üstüne hava destekli operasyon diyor. Hiçbir şey yok, sadece bir yangın. Ondan sonra ne oluyor? Bakın bu Siirt'te iki olay. Bu iki olayın benzerlerinin başka şehirlerde olduğunu da düşünürsek o bölge sonra ne oluyor? Buradan bir kişi gelirse korkarak geliyor, "Acaba orada bir sıkıntı mı var? Her gün orada insanlar sokakta birbirlerini kovalıyor" diye. Bu örnekleri şunun için veriyorum, ancak haber yapmış olacak için haber yapıldığında bunun zararının önce ilimize olduğunu bilmemiz lazım. Evet kısa vadede belki haberiniz geçebilir, kısa zamanda belki oranın yöneticisini zor durumda bırakmış olabilirsiniz. Ancak uzun vadede bunun zararının yaşadığımız yere olduğunu bilmemiz lazım."
"Haber başka türlü geçmez, şunu biraz cilalayalım, biraz boyayalım ve haber haline getirelim diyorlar"
Güneydoğuda yaşanan ve çoğu zaman haberlere konu olan terör olaylarının bazen gazeteciler tarafından abartıldığını iddia eden Vali Tutulmaz, "Algı çoğu zaman olandan çok daha önemlidir. Şu anda güneydoğuda yaşanan budur. Güneydoğu'nun her yeri öyle sabahtan akşama kadar terörle iç içe olan sıkıntılı olan yerler değil. Zaman zaman bazı bölgelerinde olmuştur. Ama buradan yansıtıldığı kadar oralar öyle çok sıkıntılı değildir. Onların sebebi biraz açık söyleyeyim bölgedeki gazeteci arkadaşlarımızın olduğundan çok daha fazla bu işi abartarak "ya haber başta türlü geçmez, şunu biraz cilalayalım, biraz boyayalım ve biraz daha haber haline getirelim" demeleri sonucu olarak o televizyona çıkıyor ya da internet medyasında yer alıyor. Bu konularda önceliğimiz kesinlikle Afyonkarahisar olmalı. Bizlerin, kamu görevlilerinin yanlışlıkları, eksiklikleri kesinlikle olacaktır. Bunu dile getireceksiniz, buna kesinlikle ne kızarız ne alınırız. Bu tür bizlerin yanlış yapmasını engeller, geleceğe yönelik hizmetlerin yapılmasında motive eder. Ancak haberin doğru haber, haberi öncelikle doğru koyun. Yorumu istediğiniz şekilde yapabilirsiniz, o hürdür, onun hür olması lazım. Ama haberin doğru olması lazım. Yani yorumu haber olarak koyarsanız sıkıntılar başlıyor. Benim genelde gördüğüm budur" şeklinde konuştu.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.