Uzm. Dr. Memnune Çamsarı, beyin-damar hastalıklarının dünyada en sık görülen hastalık olduğunu ifade ederek, "İnme ülkemizde ölüm nedenleri arasında ikinci, kalıcı sakatlıklar nedenleri arasında birinci sırada yer alıyor. Teşhis, tedavi ve önlemedeki önemli ilerlemelere rağmen inme yaygın bir rahatsızlık olmaya devam etmekte, yaşlanan nüfusla birlikte, inme geçiren kişi sayısının artacağı öngörülmektedir" dedi.

Mersin Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği'nce, "inme hastalığında trombolitik tedavi" konulu eğitim düzenlendi. Mersin Hilton Otel'de yapılan toplantıya, nöroloji uzmanı, acil tıp uzmanı, radyoloji uzmanı, beyin ve sinir cerrahisi uzmanı doktorlar ve girişimsel radyoloji hemşirelerinden oluşan 70 kişi katıldı. Toplantıyı, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Altan Yılmaz ile Doç. Dr. İbrahim Arda Yılmaz sundu. Eğitim öncesi konuşan Mersin Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Uzm. Dr. Memnune Çamsarı, eğitimin amacının beyin-damar hastalıklarında akut inme tedavisindeki güncel yaklaşımlar konusunda bilinci artırmak olduğunu söyledi. Beyin-damar hastalıklarının dünyada en sık görülen hastalık olduğunu vurgulayan Çamsarı, "Bunun yanında hastayı özürlü bırakma noktasında da ciddi bir hastalık grubudur. Bu açıdan bu hastalığın tedavisi önem arz etmektedir. Dünyada akut inme tedavisinde günümüze kadar önemli gelişmeler kaydedildi. Damardan verilen tedaviler, ayrıca mekanik olarak pıhtının alınması gibi tedavi yöntemleri hala dünyada kullanılmakta ve ülkemizde de yaygınlaşmaktadır. Ülkemizde ölüm nedenleri arasında ikinci, kalıcı sakatlık nedenleri arasında birinci sırada yer alan inmenin klinik sonuçlarını geliştirmek için vakalara en hızlı ve etkin şekilde müdahalenin sağlanması adına sizlerle ve Mersin Üniversitesi'nden gelen konuşmacı hekim arkadaşlarımızla birlikte bu eğitsel toplantıda bir araya gelmeyi planladık" ifadelerini kullandı.

"Yaşlı nüfusla birlikte inme geçiren kişi sayısının artacağı öngörülmektedir"

İnmenin Türkiye'de ölüm nedenleri arasında ikinci, kalıcı sakatlıklar nedenleri arasında birinci sırada yer aldığının altını çizen Çamsarı, "Son yıllarda inme tedavisi ile ilgili gelişmeler, bu hastalığa erken müdahale edildiğinde hastalıktan tamamen kurtulma veya çok düşük düzeyde hasarla özürlülük olmadan yaşamlarını sürdürme oranlarının gözle görünür biçimde yükselmesine neden olmuştur. Bu sevindirici gelişmeler, hem dünyada hem de ülkemizde hekimlerin hastalığa bakış açısını değiştirmiş ve inmeye olan ilgi artmıştır. İnmenin klinik sonuçlarını geliştirmek için vakaya en hızla ve etkin şekilde müdahalenin sağlanması gerekmektedir. Erken ve doğru müdahale, hastanın mortalite ve morbiditesi ile yaşam kalitesini ciddi düzeyde ve olumlu şekilde etkilediği gibi hastalığa ve komplikasyonlarına yönelik maliyetleri de önemli oranda azaltmaktadır. Teşhis, tedavi ve önlemedeki önemli ilerlemelere rağmen inme yaygın bir rahatsızlık olmaya devam etmekte, yaşlanan nüfusla birlikte, inme geçiren kişi sayısının artacağı öngörülmektedir" ifadelerini kullandı.

Toplumun, inme geçiren hasta ve yakınlarının bilincinin arttırılması gerektiğini belirten Çamsarı, "Bunun yanında ambulans hizmetlerinin inme şüphesi bulunan hastaları, inme teşhis ve tedavisi alanında uzmanlaşmış sağlık kurumlarına ulaştıracak donanım ve bilgi seviyesine sahip olması, inme şüphesiyle hastaneye gelen hastanın hastane içi organizasyonun ve süreçlerin optimizasyonu yoluyla trombolitik tedaviye erişim süresinin iyileştirilmesi gelişime ihtiyaç duyan başlıca alanlar olarak görülmektedir" diye konuştu.

İHA