‘yükseköğretimde Üreten Yapay Zeka’ Toplantısı Düzenlendi

‘yükseköğretimde Üreten Yapay Zeka’ Toplantısı Düzenlendi

Yükseköğretim Kurulunca “Yükseköğretimde Üretken Yapay Zekâ: Yükseköğretim Kurulu-Sektör Buluşması” toplantısı düzenlendi. Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar: “Uzun zamandır dijitalleşme, yapay zekâ ve büyük veri...

Yükseköğretim Kurulunca “Yükseköğretimde Üretken Yapay Zekâ: Yükseköğretim Kurulu-Sektör Buluşması” toplantısı düzenlendi.

Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar: “Uzun zamandır dijitalleşme, yapay zekâ ve büyük veri konusunda yürüttüğümüz teknik çalışmalar somut adımlara dönüşmeye başladı”

 “Mikro yeterlilikler yükseköğretimin geleneksel öğrenme yapısının gözden geçirilmesine neden olmaktadır”

Yükseköğretim Kurulunca İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ev sahipliğinde “Yükseköğretimde Üretken Yapay Zekâ: Yükseköğretim Kurulu-Sektör Buluşması” toplantısı düzenlendi. Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar toplantının açılışında yaptığı konuşmada iş dünyasının önde gelen şirketlerinden teknoloji yöneticilerinin ve rektörlerin katılımıyla, yapay zekânın yükseköğretim üzerindeki etkilerini sektör profesyonellerinin bakış açısıyla değerlendirmek amacıyla böyle bir toplantı düzenlediklerini söyledi. Yükseköğretim Kurulu bünyesinde uzun zamandır dijitalleşme, yapay zekâ ve büyük veri konusunda yürütülen teknik çalışmaların somut adımlara dönüşmeye başladığını belirten Özvar, şöyle devam etti: “Dijital teknolojiler alanındaki hızlı gelişmelere paralel olarak ilgili bütün sektörlerde ihtiyaç duyulan nitelikli insan kaynağını karşılamak amacıyla lisans düzeyinde Bilgisayar, Yazılım ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümlerimizin yanında 12 üniversitemizde ‘Yapay Zekâ Mühendisliği’ ve ‘Yapay Zekâ ve Veri Mühendisliği’ bölümleri ile lisansüstü seviyede farklı programlar açılmış durumdadır. Önümüzdeki dönemde yapay zekâ temelli yeni programların açılması da planlanmaktadır” Dijitalleşen dünyada dijital güvenlik konusunun giderek daha fazla önem kazanmasıyla bu alanda nitelikli ara eleman yetiştirmek üzere Ankara, Ege, Gebze Teknik ve İstanbul Teknik üniversiteleri bünyelerinde 4 yeni Siber Güvenlik Meslek Yüksekokulu açtıklarını kaydeden Özvar, bu okulların taban puanlarının oldukça yüksek seviyelerde olduğuna dikkat çekerek, “Bu, ülkemizde özellikle dijital alandaki teknolojik gelişmelere yönelik, gençlerin farkındalığının yüksek seviyede olduğunu göstermektedir” diye konuştu.

Erol Özvar: “Uzun zamandır dijitalleşme, yapay zekâ ve büyük veri konusunda yürüttüğümüz teknik çalışmalar somut adımlara dönüşmeye başladı”

Özvar, “Türkiye’de Yapay Zeka İle İlgili 10 Uygulama ve Araştırma Merkezi Var”

Özvar üniversitelerde dijital teknolojiler ve yapay zekâ alanında eğitim ve öğretime yönelik gelişmelerin yanında bu alanda araştırmaya yönelik akademik birimlerin de kurulduğuna işaret ederek, Boğaziçi Üniversitesi bünyesindeki Veri Bilimi ve Yapay Zekâ Enstitüsü’nün bunun en önemli örneği olduğunu belirtti. Özvar, bunun yanında çeşitli üniversitelerde yapay zekâ, robotik ve yapay zekâ, tıpta yapay zekâ, yapay zekâ ve akıllı sistemler, yapay zekâ ve veri analitiği, yapay zekâ sistemleri ve veri bilimi gibi değişik adlarla 10 Uygulama ve Araştırma Merkezi bulunduğunu vurguladı.

“Mikro yeterlilikler hızla yaygınlaşıyor”

Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar, yükseköğretim ve çalışma hayatı için dönüştürücü potansiyele sahip bir yenilik olarak nitelendirilen; beceri, yetkinlik ve uzmanlık kazanma bağlamında öğrenenlere kısa zamanda, esnek ve daha erişilebilir fırsatlar sunan mikro yeterliklerin geleneksel öğretim dereceleri ve sertifika programlarından farklı olarak yükseköğretimin geleneksel öğrenme yapısının gözden geçirilmesine neden olduğunu vurguladı. Avrupa Komisyonunun, esnek ve kapsayıcı öğrenme fırsatları olarak nitelendirdiği, çeşitli kamu ve özel hizmet sağlayıcılar tarafından sunulan mikro yeterliklerin, Avrupa’da ve dünya çapında hızla yaygınlaştığını vurgulayan Özvar, Avrupa Yükseköğretim Alanında yaşanan gelişmelerle eşgüdümlü olarak, Türk Yükseköğretim Sistemi’nde mikro yeterlilikler çerçevesinin tesisi, geliştirilmesi ve uygulanmasına ilişkin çalışmaların Yükseköğretim Kurulu tarafından yürütüldüğünü belirtti. Özvar, “Çalışmalar sonunda paydaş görüşleriyle birlikte yapılacak değerlendirmelerle Avrupa Yükseköğretim Alanı ile uyumlu düzenlemelerin gerçekleştirilmesini planlıyoruz” şeklinde konuştu.

“Yapay zekâ temelli bilişim teknolojisine ve mobil yazılım temelli iletişime talep artacak”

Özvar, üniversite dışı kazanımların kayıt altına alınmasının, belirli standartlara kavuşturulmasının, bir mevzuat dahilinde bunların akredite edilmesinin de en kolay yapılacağı alanların başında dijital yetkinliklere ilişkin kazanımların geldiğini söyledi. Önümüzdeki yıllarda yapay zekâ temelli bilişim teknolojisi ve mobil yazılım temelli iletişimin daha fazla ağırlık kazanacağını ve yükseköğretim hayatında sadece mühendislik alanlarında değil diğer bütün sosyal ve beşerî alanlarda daha fazla talep edilir hale geleceğini ifade eden Özvar, bütün programlara bu iki alanı entegre etmek üzere çalıştıklarını vurguladı. Erol Özvar, toplantının verimli geçmesini temenni ederek, sunacakları katkılar için katılımcılara teşekkür etti.

Sektör Temsilcilerinin Görüşleri

Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar’ın konuşmasının ardından iş dünyasının önde gelen şirketlerinden teknoloji yöneticileri ve toplantıya katılan rektörler yükseköğretimde üretken yapay zekâya ilişkin görüş ve önerilerini aktardı. Sektör temsilcileri yapay zekanın doğru ve etkin kullanımının önemine işaret ederken, yapay zekaya ilişkin derslerin zorunlu olarak müfredata konulmasının gerekliliğini vurguladı.

Faruk Eczacıbaşı: “Fırsatları değerlendirebilirsek ülke olarak sıçrama yaşayabiliriz”

Eczacıbaşı Holding Yürütme Kurulu Üyesi Faruk Eczacıbaşı üretken yapay zekânın yaygınlaşmasıyla toplumun her katmanında değişimler yaşanacağını belirterek, bu değişimin beşerî, sosyal bilimler, edebiyat, sanat, ilahiyat tüm alanlara sirayet edeceğini vurguladı. Yapay zeka alanının mimarisinin önemli bir sektör olduğunu ancak kendilerini asıl ilgilendiren sektörün burada üretilen ürünleri kullanabilecek, bunun üzerinden üretim yapabilecek kitle olduğunu ifade eden Eczacıbaşı, “Bu programlarda yetişecek insanların bunları iyi kullanabilmesini öngörüyoruz. Arzu ettiğimiz şey, binlerce genç bu araçları kullanarak kendi alanlarında çalışsın.” ifadelerini kullandı. Yapay zekanın en gelişmiş ve en gelişmemiş ülke  arasındaki farkı minimize etme imkanı yarattığına işaret eden Eczacıbaşı, “Fırsatları değerlendirebilirsek, ülke olarak genç kuşağımızla her alanda bir sıçrama yaşayabiliriz” diye konuştu.

İş Bankası Yeni Nesil Girişimcilik Grup Başkanı Barış Karakulluçcu, Türkiye’nin yapay zekâ konusunda önemli girişimcilere sahip olduğunu belirterek, yaptıkları çalışmayla kısa sürede içinde Türklerin olduğu 1300’den fazla yapay zeka girişimi tanıdıklarını anlattı. Teknoloji ve yapay zekanın sadece belli bölümlerde değil tüm alanlarda zorunlu olması gerektiğine işaret eden Karakullukcu, “Gençlerimiz teknolojiyle ilgili ne kadar çok uygulama üretirse biz o kadar mutlu oluruz. Teknolojinin bu trendini kaçırma lüksümüz yok. Türkiye’nin, Avrupa’nın değil dünyanın en iddialı uygulamalarını hayata geçiren ülke olmasını isteriz.” şeklinde konuştu.

Cerebrum Tech’ten Ali Tan Kutluay da yapay zekanın gelişimiyle iş gücünün olumsuz etkilenmemesi için insanları bir anda işsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıya bırakmak yerine onları bundan yararlanabilir ve bunu kullanabilir bu kapasiteye ulaştırmak gerektiğini kaydetti.

Microsoft Türkiye Müşteri Deneyim lideri Barbaros Günay üretken yapay zekâ ile uzmanların bir haftada yapabileceklerinin artık bir günde yapılabildiğini, eleman ihtiyacının da elbette azaldığını belirtirken, “Ancak yapay zeka kullanarak pek çok kişinin yaptığı işi tek başına yapacak o elemanların vasat işler çıkarma ihtimali de var.” dedi.  Günay gençlere, “O araçları çok iyi kullansınlar ama onların üzerine kendi yaratıcılıklarını da ekleyerek geliştirsinler çünkü kullandıkları araçlar yakın zamanda kullanılamaz hale gelebilir.” tavsiyesinde bulundu.

Esas Holding CEO’su Çağatay Özdoğru, Türkiye’nin kalkınması için teknoloji sektörleri temelli bir strateji gerektiğini vurgulayarak, “Tüm ülke tek bir teknoparkmış gibi bir strateji gerekiyor. Bütün ülke bir teknopark gibi çalışmalıyız. Geleneksel endüstrilerle daha fazla ileri gidemeyiz.” şeklinde konuştu. Özdoğru, bütün bölümlere teknoloji dersinin zorunlu olarak getirilmesi gerektiğini ifade ederek, “Biz dünyanın ilk on teknoloji üssünden biri olmalıyız.” görüşünü dile getirdi.

Türkiye Yapay Zeka Platformu AITR Eşbaşkanı Levent Kızıltan ise yapay zekânın sadece teknolojik değerlerine odaklanmamak gerektiğini çünkü bu gelişimin ülkeler arası ilişkilerden, bireyler arası ilişkilere kadar tüm sosyal yapıyı ve dünyayı da değiştirdiğini kaydetti.  Yapay zekanın toplumu ve bireyi dönüştüren etkisini tüm öğrencilere iyi anlatmak ve farkındalığı artırmak gerektiğini vurgulayan Kızıltan yapay zekâ üzerinde kendi dilimizle geliştirilebilecek derin öğrenme modellerinin yüksek maliyetine dikkati çekerek, bu konuda çalışan kurumlardan destek beklediklerini ifade etti.

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sabri Gökmenler de teknoloji bazlı kalkınma hamlesi altyapısını oluşturacak mühendislere ihtiyaç duyulduğunu dile getirerek, “Öncelikle dijital, veri ya da bilişim okuryazarlığının maksimize edilmesi gerekiyor. Bu olmadan sağlanan mühendisliğin katkısı yetersiz kalacaktır. Bilgisayar, bilişim, veri, yapay zekâ mühendisleri de çıkarmalıyız. Niceliğe değil, niteliğe odaklanmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Amazon Web Services’ten (AWS) Kıvanç Uslu, yapay zekânın gelişiminde en büyük katalizörün bulut bilişimi olduğuna dikkat çekerek, müfredat kapsamına bulut bilişimini de almak gerektiğini kaydetti.

KPMG İcra Kurulu Başkanı Murat Alsan da sektörde, akademik hayatta birikmemiş bir bilgi ve tecrübe olduğunu ancak “doktora” şartı nedeniyle bu birikime sahip kişilerin öğrencilere ders veremediğini söyledi. Alsan, sektördeki yetkinliklerin öğrencilere aktarılması için bu zorunluluğun kaldırılabileceğini ifade etti.

Ford-Otosan Baş Teknoloji Yöneticisi Hayriye Karadeniz de Türk üniversitelerinde temel bilimlerde iyi eğitimler verildiğini ve Türkiye’nin bu alanda da üretici gruba geçecek bir fırsata sahip olduğunu vurguladı. Karadeniz, artık işin içinde bilgisayar ve yazılımın yanı sıra robotların ve makinaların da bulunduğuna dikkati çekerek, kullanıcıların yetkinliklerinin artırılmasının elzem olduğunu ifade etti.

Gebze Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hacı Ali Mantar, işin sadece teknolojik yönüyle ilgilenmenin yetersiz kalacağın anlattı. Toplumun her kesiminde farkındalığın oluşturulması gerektiğine işaret eden Mantar, “Katma değerli servisleri nasıl elde edebileceğimizi düşünmemiz gerekiyor.” dedi.

İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kürşat Aydoğan ise programları dar değil, geniş tutmak gerektiğini belirterek gençlerin daha geniş perspektiften bakabileceği müfredatlar oluşturmanın önemini vurguladı.

Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Sitti, ilk kez endüstrinin akademinin önünde olduğuna dikkati çekerek, “Araştırmayı elden bırakmayıp, yapay zekânın artı değere dönüşmesi için kullanıcının ötesine geçmemiz lazım. Yapay zekayı anlayıp, doğru kullanmak tamam ama katma değer üretecek şekilde dizayn etmemiz, kullanıcı değil üretici olmamız lazım. Bunun için de araştırmaya daha fazla önem vermemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu, yapay zekâ okuryazarlığının öğrencilere iyi bir şekilde öğrencilere verilmesinin önemine işaret ederek, “yararlı kullanım alanlarının toplum nezdinde öne çıkarılması gerekiyor.” dedi.

ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök, yapay zekâ projelerine büyük önem ve destek verdiklerini anlattı. Önümüzdeki süreçte bir yapay zekâ buluşması gerçekleştireceklerini söyleyen Kök, bunun misyon ve stratejisini, paydaşlarını belirlediklerini ve yakın zamanda açıklayacaklarını dile getirdi.

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci İnci de yapay zekanın sağlık ve hukuk da dahil tüm alanlara sirayet edebileceğine dikkat çekerek, “Öğrencilerimiz bu teknolojiyi kullansın ama doğru ile yanlışı ayırt edebilecek formasyona sahip olsunlar.” dedi. Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, konuşmaların ardından yaptığı kapanış değerlendirmesinde, toplantının fevkalade verimli geçtiğini belirterek, sunulan önerileri dikkatle inceleyip değerlendireceklerini ifade etti. Katılımlarından dolayı tüm temsilcilere teşekkür eden Özvar, “Toplantının yükseköğretim sistemimiz, iş dünyamız ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını dilerim” dedi. Toplantıya, Yükseköğretim Yürütme Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Naci Gündoğan ile Prof. Dr. Erol Arcaklıoğlu da katıldı. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.