"Arapça’nın İslami İlimler Üzerindeki Önemi” Konferansı

"Arapça’nın İslami İlimler Üzerindeki Önemi” Konferansı

Kırklareli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığı tarafından düzenlenen "Arapça'nın İslami İlimler Üzerindeki Önemi" konulu konferans Rektörlük...

Kırklareli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığı tarafından düzenlenen "Arapça'nın İslami İlimler Üzerindeki Önemi" konulu konferans Rektörlük Kültür Merkezinde gerçekleşti.

İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Özdemir verdiği konferans, Kırklareli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Badawy Mohammed Elsawy'in Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı.

Prof. Dr. Abdurrahman Özdemir, Hz. Muhammed'in (sallallahü aleyhi vesellem) Cenab-ı Mevla'dan (celle celalüh) vahiy olarak aldıklarını ashabına tevdi, tebliğ ettiğini söyledi. Prof. Dr. Özdemir, "Aldığı vahiyi ashabına iletiyordu ve karşılaştığı sorulara da cevaplar veriyordu. Herkes her şeyi aynı anda anlamıyordu. Anlaması da beklenemezdi zaten. Herkesin anlama kapasitesi eşit değildir. Dil bilgisi eşit değildir. Bilgisi, kültürü aynı değildir. Dolayısıyla Ashab-ı Kiram'dan kimileri ya Resüllüllah bu nedir? Diye sorular soruyordu, O da cevaplar veriyordu. O'nun bugün itibariyle ve O'ndan sonraki dönem itibariyle üstünlüğü neydi? Yorumculara göre, yorum izah getirmek, açıklama yapmak demektir. Diğer yorumculara göre O'nun özelliği neydi? O, yanılmayan, Cenab-ı Mevla'nın (celle celalüh) hata yapmasına izin vermediği bir otoriteydi. Kur'an-ı Kerim'in ve Hadis-i Şerif'in dili Arapça. Kur'an-ı Kerim'den ve Hadis-i Şerif'ten üretilen ilimler var. Bunları almak için Arapçayı iyi bilmek lazım" dedi.

"Medreselerdeki eğitimden sonra kişi parmağınızla gösterdiğiniz kelimeyi söyler hale geliyor"

Öğretim biçimlerinden bahseden Özdemir, "Bizim Türk medreselerinde subha-i sıbyan diye bir tekerlememiz var. Önce lügat öğretiliyor. Yani dil bilgisinden önce dil öğretiliyor. Bugün modern dünyanın geldiği nokta aslında budur. Günümüzde şu çekişme göze çarpıyor. Klasik metotla mı Arapça öğretelim yoksa modern metotla mı? Aslında biri diğerinin alternatifi değil. Bir dil konusunda başlangıç yapabilmek için asgari 2 bin kelimeye ihtiyacınız var. Osmanlı bunu nasıl yapardı? Türk medreselerinde subha-i sıbyan ezberletirdi. Bugün medrese eğitimi verenlerde bu kademe eksik kalıyor. Oysaki 2 bin kelime ile dili bilmek lazım. Medreselerdeki eğitimden sonra kişi parmağınızla gösterdiğiniz kelimeyi söyler hale geliyor. Şimdi bizim ilahiyat fakültelerinde öğretmeye çalıştığımız kademe, bu kademedir. Yani lügat kademesi. Bütün bu yapılan çalışmaların tek bir amacı var. Öğrenciye en az 2 bin kelime kazandırmaktır" ifadelerini kullandı.

Konferans, İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Salih İnci'nin, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Özdemir'e teşekkür ederek plaket ve çiçek takdim etmesiyle sona erdi.

Konferansa Kırklareli Müftüsü Hüseyin Demirtaş, İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Salih İnci, fakülte akademik ve idari personeli ile öğrenciler katıldı.

"Arapça’nın İslami İlimler Üzerindeki Önemi” Konferansı

"Arapça’nın İslami İlimler Üzerindeki Önemi” Konferansı

İHA

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.