Bakan Kılıç: "Algı Döndü Başlarına Çorap Oldu"
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Türkiye'de manşetlerle bir takım organizasyonların yapıldığı dönemler olduğunu söyleyerek, "Bir de algı...
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Türkiye'de manşetlerle bir takım organizasyonların yapıldığı dönemler olduğunu söyleyerek, "Bir de algı yapmaya kalktılar, algı döndü başlarına çorap oldu. Bizi katmaya kalktılar o işin içine. Bizim duruşumuz da bellidir, yerimiz de bellidir, nereden geldiğimiz de bellidir. Kusura bakmasınlar bizim üzerimizden, şahsımızın üzerinden algı operasyonu çekmeye kalkanlar ancak ve ancak başlarına çorap örerler" dedi. Bakan Kılıç, "Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü suistimal edenler onun arkasına saklananlar bu memleket için ne yaptınız hangi çiviyi çaktınız?" diye sordu.
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, bir dizi ziyaret ve incelemelerde bulunmak üzere Çorum'a geldi. İlk olarak Çorum Valiliğini ziyaret eden Bakan Kılıç, daha sonra AK Parti Çorum İl Başkanılığını ziyaret etti. Burada partililerle bir araya gelen Bakan Kılıç, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
16 Nisan'da anayasa değişikliği referandumu yapılacağını hatırlatan Kılıç, milletvekillerinin mecliste gerekli çalışmaları yaptığını artık sözün millette olduğunu söyledi. Yeni anayasa değişikliği teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) görüşülürken "kaç tane fire verecekler, kaç tane içlerinden oy vermeyen çıkacak, bu meclisten çıkmaz" diye konuşulduğuna dikkat çeken Bakan Kılıç, bu süreçte MHP lideri Devlet Bahçeli'nin bu sistemin değişmesi gerekip, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin gelmesi gereğine inandığından dolayı AK Parti'nin teklifinin de doğru bir teklif olduğu için destek verdiğini ifade etti.
TBMM'de yeni anayasa değişikliği teklifi çalışmaları sırasında ana muhalefet partisinin tavırlarını da eleştiren Bakan Kılıç, "Muhalefet diyor ki televizyon kapalı kimse bunu seyredemiyor. Kimse takip edemiyor. Herkes takip ediyor, artık teknolojiler gelişti. Ana muhalefetin herhalde teknoloji ile arası yok. Millet çok güzel takip etti. Ve görüşmeler esnasında kürsüyü kimin işgal etmeye çalıştığını, o milletin kürsünü. Kimin o kürsüyü devirdiğini, kimin o kürsüye kelepçe taktığını ve çok acısı kimin ısırma yöntemine kadar gittiğini çok iyi takip etti. Neyin peşindeler onu anlamak mümkün değil. Biz gece gündüz çalıştık bu süreçte ama milletimiz için canımız feda olsun" diye konuştu.
"Ülkemin gençlerinin kafasının hiçbir şekilde karışık olmadığını 15 Temmuz gecesi gördüm"
Konuşmasında gençlere de teşekkür eden Bakan Kılıç, "Genç kardeşlerim, sizin üzerinize özellikle bir takım konularla gelmek ve kafanızı karıştırmak istiyorlar. Ama ben ülkemin gençlerinin kafasının hiçbir şekilde karışık olmadığını 15 Temmuz gecesi gördüm. Daha doğrusu Türkiye gördü. Zaman zaman sorarlardı, ülkemizin geleceği söz konusu olduğunda gençlerimiz gerekli duruşu ortaya koyabilecek mi diye. Biz gençliğimize inanıyoruz ve ülkesi söz konusu olduğunda bir an dahi geri durmaz. Allah razı olsun sizden. 15 Temmuzda bunu tüm dünyaya gösterdiniz. Gençlerimizi tebrik ediyoruz" şeklinde konuştu.
Ülkenin büyük bir ihanetle karşı karşıya kaldığını anlatan Bakan Kılıç, bu millete ihanet edenlerin, bu milletin karşısında ihanetle dikilenlere cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısıyla bu millet gereken cevabı verdiğini, o gün özellikle gençler ve kadınların en önde olduğunun altını çizdi.
Seçilme yaşı ile ilgili tartışmalara da değinen Bakan Kılıç, "Türkiye'de seçilme yaşı 30'du. AK Parti bunu 25'e indirdi. Seçilme yaşının 18'e düşürülmesini tartışıyorlar. Neden bunu yaptığımızı soruyorlar. Cevabı çok basit, sandığa gidip seçmeyi emanet ettiğiniz, seçeceğine güvendiniğiz kişiye herhalde seçilmesi konusunda da güvenmeniz gerekir. Teşkilatlar çalışma yaparken sandık bazlı çalışma yapıyor. Orada ayrım yapılıyor mu? Bu 18 yaşında, 20 yaşında diye? Hayır, yapılmıyor. Listeye bakıyorsun, seçmen diyorsun. Seçeceğine inanıyorsun, oyuna talipsin. O zaman seçilmesi konusunda da bir şüphe duymayacaksın. Zor olan seçmektir. Biz ne diyoruz seçmeye hakkı olan herkes temsil edilmeye de hakkı vardır. Parlementer sistemi savunan bu ana muhalefet partisinin zihniyetinde niye hala o yaşı oraya çekmek yok. Hem diyorsun ki temsil edecek, hem diyorsun ki şu yaş grubu olmaz. 18-25 yaş arasında 12 milyon vatandaşımız var. Bu ülke genç bir ülke. Muhalefet diyor ki "12 milyon vatandaşın temsili mecliste olmasın" Biz diyoruz ki "onların da olsun'. İşte bütün mesele bu. Sayın Kılıçdaroğlu, "bu 12 milyon gencin mecliste temsil edilmemesini niye istemiyorsun sen?" Çeşitli bahaneler bula bula bir şeyler arıyorlar" ifadelerini kullandı.
15 Temmuz gecesi Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış hain FETÖ'nün başını çektiği bir darbe girişimi olduğunu hatırlatan Bakan Kılıç, milletin bu darbe girişimini cumhurbaşkanının başkanlığında başbakanının yönetiminde bastırdığını vurguladı. 15 Temmuz gecesi yaşatılmak istenen karanlığın 16 Temmuz sabahında ak bir aydınlığa dönüştüğünü kaydeden Bakan Kılıç, milletin bir araya geldiğini, şehitler ve gaziler olduğunu ama demokrasi, hukuk ve ülkenin geleceğinin kurtulduğuna dikkat çekti.
Algı döndü başlarına çorap oldu"
Daha önce Türkiye'de manşetlerle bir takım organizasyonların yapıldığı dönemler olduğunu anlatan Bakan Kılıç, şunları kaydetti:
"Dün 28 Şubat'ın yıl dönümüydü. Bin yıl sürecekti hatırladınız mı? Ne oldu? Millet onu tarihin kara sayfalarına gömdü. Bin yıl sürecekti diyenler nerede? Hesap veriyorlar şimdi. Millete hesap veriyorlar. Millet olarak bir araya geldik. Güçlü bir lider seçtik. Direksiyonunun başına geçti. O bin yıl sürecek dedikleri şeyi tarihin sayfalarına gömüldü. Bunların attıkları manşetlerden bazı örnekler. Muhtar bile olamaz, 411 el kaosa kalktı. Ankara'da sıcak saatler. En sonra da "karargah rahatsız" manşeti. Bir de algı yapmaya kalktılar, algı döndü başlarına çorap oldu. Bizi katmaya kalktılar o işin içine. Bizim duruşumuz da bellidir, yerimiz de bellidir, nereden geldiğimiz de bellidir. Kusura bakmasınlar bizim üzerimizden, şahsımızın üzerinden algı operasyonu çekmeye kalkanlar ancak ve ancak başlarına çorap örerler. Başka bir şey yapamazlar. 27 Nisan muhtırası verildiği zaman gördük kimlerin nerelerde durduğunu. Bizim yerimiz belliydi. Biz bu davaya baş koymuşuz. Meclis birilerinin dediği gibi zayıflamıyor. Yasama sadece ama sadece meclise bırakılıyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti demokratik, laik, sosyal bir hutkuk devletidir. Gazetelere manşet attırıp evlerde karşıladığınız başbakanlara, genel başkanlara ayar verme zamanı geçti gitti. Haberiniz yok herhalde. O günler geçti gitti. Böyle bir şey yok. Halk ne derse neyi seçerse o. Bütün mesele budur. Türkiye Cumhuriyetinin geleceği ile ilgili bir davamız var. Muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmak için çalışıyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü suistimal edenler onun arkasına saklananlar bu memleket için ne yaptınız hangi çiviyi çaktınız. Birde zamanında darbeseviciliği sevenler vardı ya unutuyorlar bazı şeyleri. Atatürk siyasete girdiği zaman ne dedi askeri erkana. "Eğer parlemontaya gireceksiniz üniformanızı çıkaracaksınız. Ya askeriye ya siyaset." Bunu niye söylemiyorsunuz. İşlerine gelmiyor".
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.