Başkan Külcü’den Kocaeli Maçı Sonrası Sert Mesajlar
Çorum Belediyespor Onursal Başkanı ve Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, Çorum Belediyespor'un sahasında Kocaelispor mağlup olduğu maçın ardından sosyal...
Çorum Belediyespor Onursal Başkanı ve Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, Çorum Belediyespor'un sahasında Kocaelispor mağlup olduğu maçın ardından sosyal paylaşım sitesinden açıklama yaptı
Paylaşımı yapıp yapmamayı çok düşündüm ve paylaşmaya karar verdiğini, "Umarım bir faydası olur" diyerek paylaşımına başlayan Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, futbolculara sert mesajlar verdi.
Maçta tribünlerin tamamına yakının dolu olduğunu hatırlatan Başkan Külcü, paylaşımda şu görüşlere yer verdi;
"Dün Kocaelispor'la evimizde maçımız vardı. Tribünlerin tamamına yakını doluydu. Şehre inanmış, bize inanmış, Belediyespor Kulübüne inanmış 7 - 8 bin insan stadı doldurmuştu. Skor elbette üç ihtimalli. Yenmek de var, yenilmek de var, beraberlikte… Gönlümüzde yatan maçı kazanmak ve evimizde 3 puan alarak, aynı puana sahip olduğumuz rakip karşısında avantaj yakalamaktı. Her şey güzel başladı. İlk golü atan taraf olduk. Taraftar neşe içinde... Kocaeli neredeyse bir korner atışı dışında kalemize gelemedi. Birinci yarı 1-0 bitti. Misafir yönetici, "devre arası şimdiye kadar ki en kötü futbolumuzu oynuyoruz" diyordu. Ne olduysa bundan sonra oldu. İlk yarı eze eze futbol oynayan oyuncular, hocanın devre arasında; "aman geriye çekilmeyin, oyunu orta alan ve ilerde kurmaya devam edin" talimatına rağmen başka şeyler yapıyorlardı. Sanki yüreklerini ve inançlarını soyunma odalarına bırakıp, ikinci yarıya öyle çıkmışlardı. Rakip ise tam tersi mücadelesiyle, "maç 90 dakikadır. İnanan kazanır" diye oynuyordu. Her zamanki hastalık yine nüksetti ve maç bizim kalenin önünde oynanmaya başladı. 55. dakika 70. dakika. 75. dakika peş peşe üç gol yedik. Amatör ligden bir takım çıksaydı, onlar da en fazla bu kadar bir beceriksizliği ve acizliği yaşatabilirlerdi.
"Beyler"
Maç kaybedebilirsiniz, ama bunu yaparken yüreğinizle, inancınızla mücadele ettiğinizi görmek istiyoruz. Bu kadro şampiyon olsun diye kuruldu. Ama bunun garantisi yok biliyoruz. Fakat aldığınız her kuruşun hakkını vermenizi bekliyoruz. Her fırsatta şampiyon olacağınızı söylüyorsunuz, matematiksel olarak mümkün olabilir, ama bir de futbolun pratiği var. Bunu nasıl yapacağınızı gelip birisi bana anlatsın.
"Eğer şampiyon olacaksanız"
10 maçından sadece birini kazanmış Kütahyaspor'dan son dakika gol yiyerek, 3 puanı orada bırakmayacaksınız.Evimizde 90. dakika gol yiyerek Ankara Demirspor'la berabere kalmayacaksınız.Uzatmalarda gol yeyip, Bayburt'tan beraberlikle dönmeyeceksiniz.
Bu örnekleri daha artırabilmek mümkün. Ama bunların kaçan puanların telafisi için bir faydası yok. Tek tek her biriniz iyi futbolcular, iyi insanlar olabilirsiniz. Hiç birinizin kalitesini tartışmıyorum. Sizi en iyileri içinden seçerek transfer ettik. Bu işi başarabileceğinize inanarak transfer ettik.
Biz size inandık, siz kendinize inanmıyorsunuz. İçine yüreğinizi, inancınızı, sevdanızı koymadan oynarsanız, yorulana kadar koşar, oynarsınız… Ama aşk ile inanarak oynarsanız, kazanana kadar takatiniz kesilene kadar oynarsınız. Siz dilinizle ikincisini söylüyor, sahada ise birinciyi sergiliyorsunuz.
"Biz yapacaklarımızı yaptık"
Biz şehir olarak da, şahsen Belediye Başkanı ve Kulübün Onursal Başkanı olarak da ben üzerime düşeni yaptım. Yapmaya da devam ediyoruz. Peşinatlarını ödeyememiş kulüpler var. Primlerini maç başılarını ödeyemeyen kulüpler var. Bu sorunların hiç birisini size yaşatmıyoruz. Hakkınız olanı size vaktinde vermeye çalışıyoruz. Ama şunu da iyi bilin… Şehir olarak, yönetim olarak da hakkımız olanı almasını, gereğini yapmasını biliriz.
"Burası çiftlik değil"
Elbette sözüm herkese değil. Herkes payına düşeni almasını bilir. Bu şehrin inancını, hayallerini, sevinçlerini yok etmeye, öldürmeye hiç birinizin hakkı yok. Biz şampiyon olana kadar oynanacak, sınırsız maç sayısına sahip değiliz. Her sene aynı paraları harcayacak, her sene aynı şeyi yeniden deneyecek kadar çok paramız da yok. Öyleyse herkes kafasını iki elinin arasına alsın ve düşünsün. Herkes buranın çiftlik olmadığını, kendine yeniden yeniden anlatsın. Eğer siz kendi kendinize anlatamazsanız, size bunu anlatacak birisi gelir, anlatır… Bundan sonraki her kayıp kötü sona yaklaştığınız gün olacaktır. Bunun da bir bedeli olacaktır.
"Teknik yönetim ve idari yönetimin kararlarının arkasında duracağım"
Bu beceriksizliğin bir bedeli olmalı. Bunu yapmak ise idari ve teknik yönetimin görevidir. Bu kararları alırken önümüzdeki maçları, devre arası gibi faktörler dikkate alınmalı ama mutlaka yapılmalıdır. Bilhassa teknik yönetimin bu kararlar hususunda dikkatini çekmek istiyorum. Savaşmayan hiçbir oyuncu bizim oyuncumuz değildir. Yüreğini ortaya koymayan, futbolun çoğunlukla bir erkek oyunu olduğunu düşünmeden, üstüne gelen her takımdan korkup geriye çekilerek sinen bir kadro, bizim kadromuz değildir. Biz şehrimiz gibi inanmış bir kadro istiyoruz. Her futbolcumuz bu kadroya girebilir. Ama dünkü halleriyle değil.
"Henüz kaybedilmiş çok şey yok!"
3 puanlı sistemde arada kapanmayacak bir fark yok. Taraftarlarımızın, futbolseverlerin üzülmeleri, umutlarını kaybetmeleri gibi bir duruma da sebep olmak istemiyorum. Biz şehir olarak birlikte inanmaya, heyecanımızı son maça kadar birlikte yaşamaya devam edelim. İnşallah bu söylediklerimden, futbolcularımız da üzerlerine düşeni alır ve yeni bir başlangıç yaparlar. Yoksa bu yolun sonu onlar için de aydınlık olmayacaktır.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.