Erdoğan’a Hindistan’da Fahri Doktora Unvanı Verildi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, Jamia Milia İslamia Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanı verildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, Jamia Milia İslamia Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanı verildi. Erdoğan, törende gerçekleştirdiği konuşmasında, "Bir terör örgütü ile mücadele kılıfı adı altında başka terör örgütlerini destekleme, açık söylüyorum kendi huzurunuzu kendi elinizle baltalamanızdan başka bir şey değildir" dedi.
Hindistan'da temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Jamia Milia İslamia Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanı verildi. Törende konuşan Erdoğan, "Böylesi köklü ve saygın bir yüksek eğitim öğretim kurumu tarafından şahsıma fahri doktora unvanı verilmesi beni ayrıca memnun etmiştir" diye konuştu.
"Hindistan Cumhuriyeti'nin ilk kültürel işbirliği anlaşmasını 1951 yılında Türkiye Cumhuriyeti ile imzalaması tesadüf değildir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Babür Devleti'nin kuruluşunda Anadolu'daki, Osmanlıların çok ciddi destekleri olmuştur. Ekber Şah Modern Hindistan'ın da temelini oluşturan farklı inanç ve kökendeki insanları aynı devlet çatısı altına yönetebilme kabiliyetini bu coğrafyaya kazandıran ilk hükümdardır. Ünlü Hint şairi Tagore'nin "sonsuzluğun yüzünde bir gözyaşı damlası" olarak tanımladığı Tac Mahal ortak tarihimizin sembol eserlerinden biridir. Bu abidevi yapı ülkemizin her köşesinde yüzlerce eseri olan Mimar Sinan'ın öğrencileri tarafından inşa edilmiştir" ifadelerini kullandı.
"Türkiye'yi batılı ajansların haberlerinden değil bizzat kaynağından takip edin"
Gençlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:
"Türkiye'yi batılı ajansların haberlerinden veya terör örgütlerinden buradaki lobilerinin yaydığı yalanlardan değil bizzat kaynağından takip edin. Ülkemizde İngilizce yayın yapan çok sayıda televizyon kanalı, dergi, gazete var. Türkiye ile ilgili gelişmeleri buradan takip etmenizi öneriyorum. Bu şekilde hareket ettiğinizde diğer kaynakların ülkemiz ile ilgili gerçekleri ne kadar saptırdıklarını, örttüklerini bizzat kentiniz de göreceksiniz. Siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar gelir düzeyindeki dengesizlikler, genç işsizliği gibi sorunlar, düzensiz göç ve terörün en önemli sebepleri arasındadır" dedi.
"Haklı kimse güçlü olan da o olacak"
BM Güvenlik Konseyinde adaletin dağıtımının yapıldığını kaydeden Erdoğan, "Burada bunu başaramazken BM Güvenlik Konseyinden de hiçbir şey beklemeyelim. Şimdi aynı sorun tüm uluslararası kuruluşlarda da, güçlü olan kimse haklı olan da o. Eğer gücün de yoksa haksızsın. Biz diyoruz ki hayır. Haklı kimse güçlü olan da o olacak. Birinci, ikinci dünya savaşlarının ardından Avrupa, ABD merkezli olarak kurulan küresel düzen dünyanın geri kalanının haklarını savunmaktan giderek geri kalıyor. Demokrasi, insan hakları, özgürlükler gibi küresel düzeyde kabul görmesi için çalışılan değerlerin çıkarları icap ettirdiğinde bizzat bunu ifade edenler tarafından hilali artık gizlenemez hale gelmiştir. Şu anda Suriye, Irak. Yaşananlar ortada. Her şey bu kadar açık ve net ortadayken hala hangi adaletten bahsediyorsunuz? Milyonu öldüren, devlet terörü estiren bir katil Esad hala Suriye'nin başında durabiliyorsa BM'ye rağmen, artık söyleyecek söz kalmadı. Dünyanın güçlü ülkeleri BMGK'daki 5 daimi ülke buna ne gibi bir çözüm getirdi şu ana kadar" diye konuştu.
"Terör saldırılarından etkilenmeyen ülke neredeyse kalmadı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Suriyeliler bombalanmaya devam etse biz kapımızı yine kapatmayacağız. Kapımız yine açık olacak. O varil bombalardan kaçan insanları, o kimyasal silahlardan kaçan insanları, o konvensiyonel silahlardan kaçan insanları eğer kapılarımızı kapatırsak biz de zalimlerden olmaz mıyız? Zulme rıza zulümdür. Afrika'dan Myanmar'a kadar geniş bir coğrafyada ihtiyaç sahiplerine insani yardımlar ulaştırmanın gayreti içindeyiz. Türkiye, milli gelirine oranla yaptığı insani yardımlar noktasında dünyada birinci sıradadır. Buna rağmen mazlumların feryatları her geçen gün artıyor. Bu durum terör müspetinin genişlemesine zemin oluşturuyor. Öyle ki dünyada terör saldırılarından etkilenmeyen ülke neredeyse kalmadı. Terörizmin önü sade kuvvet kullanarak kesilmez. Terör örgütlerinin silahlı güçleri yanında onlara hayat alanı sağlayan fakirlikle, eşitsizlikle ve cehaletle mücadele edilmesi gerekiyor."
"Dabık'ta, El Bab'ta çok ciddi mücadeleler verdik"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütü DEAŞ'a karşı ciddi mücadelelerin verildiğini belirterek, "Dünyayı kana bulayan ve Türkiye'yi hedef alan DEAŞ'a karşı kararlılıkla mücadele ediyoruz. DEAŞ, İslam için bir yüz karasıdır. Bizim için ciddi bir lekedir. Müslümanlar için bir tehdittir. Bunların İslam'la yakından uzaktan alakası yoktur. Buna göre tedbirlerimizi almamız lazım. Biz şu anda Suriye'de Cerablus'ta, Rai'de Dabık'ta, El Bab'ta çok ciddi mücadeleler verdik. 3 bini aşkın DEAŞ'lı teröristi etkisiz hale getirdik. Mücadelemiz sürüyor, sürecek. Bunun yanında PKK, PYD, YPG bunlarla da mücadele ediyoruz. Birileri de bunlara sığınarak DEAŞ ile mücadele yoluna giderse bu bizi üzer. Biz onlarla mücadeleyi birlikte yaparız. Koalisyon biz bunları hep birlikte hallederiz. Yabancı terörist savaşçılarının çatışma bölgelerine seyahatlerinin engellemek için her ülkeden daha fazla çabayı biz harcıyoruz. Bununla birlikte DEAŞ'a veya El Kaide'ye karşı uluslararası planda gösterilen duyarlılığın mesela PKK" ya ve farklı isimlerle gizlenmeye çalışılsa da onun bir parçası olan YPG, PYD gibi örgütlere karşı gösterilmesini de bekliyoruz. Kendileri terör eylemine maruz kaldığında dünyayı ayağa kaldıranların başka ülkelerin hassasiyetleri karşısında duyarlı olmaları şarttır. Bir terör örgütü ile mücadele kılıfı adı altında başka terör örgütlerini destekleme, açık söylüyorum kendi huzurunuzu kendi elinizle baltalamanızdan başka bir şey değildir" şeklinde konuştu.
İHA
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.